I swear by the moon and the stars in the sky
Gökteki ay ve yıldızlar şahidim olsun
and I swear like the shadow that's by your side
Ve peşindeki gölgen şahidim olsun
I see the questions in your eyes
Gözlerindeki soruları görüyorum
I know what's weighing on your mind
Aklından geçenleri biliyorum
You can be sure I know my part
Kendi yerimi bildiğimden emin olabilirsin
Cause I stand beside you through the years
Çünkü yıllardır yanında oldum
You'll only cry those happy tears
Sadece mutluluktan ağlayacaksın
And though I make mistakes
Ve hatalar yapsam bile
I'll never break your heart
Asla kalbini kırmayacağım
Chorus
And I swear by the moon
Ay şahidim olsun ki
And the stars in the sky I'll be there
Ve gökteki yıldızlar orada olacağım
I swear like the shadow that's by your side I'll be there
Peşindeki gölgen şahidim olsun ki orada olacağım
For better or worse
İyi günde kötü günde
Till death do us part
Ölüm bizi ayırana kadar
I'll love you with every beat of my heart
Kalbim çarptıkça seni seveceğim
And I swear
Ve yemin ederim
I'll give you every thing I can
Elimden gelen herşeyi sana vereceğim
I'll build your dreams with these two hands
Bu iki elimle hayallerini gerçekleştireceğim
We'll hang some memories on the wall
Duvara asılı anılarımız olacak
And when (and when) just the two of us are there
Ve ne zaman, ne zaman sadece ikimiz olacağız
You won't have to ask if I still care
Hala umrumda olup olmadığını sorman gerekmeyecek
Cause as the time turns the page
Çünkü zaman sayfayı çevirirken
My love won't age at all
Aşkım hiç yaşlanmayacak
And I swear by the moon
Ay şahidim olsun ki
And the stars in the sky I'll be there
Ve gökteki yıldızlar orada olacağım
I swear like the shadow that's by your side I'll be there
Peşindeki gölgen şahidim olsun ki orada olacağım
For better or worse
İyi günde kötü günde
Till death do us part
Ölüm bizi ayırana kadar
I'll love you with every beat of my heart
Kalbim çarptıkça seni seveceğim
And I swear
Ve yemin ederim
And I swear by the moon
Ay şahidim olsun ki
And the stars in the sky I'll be there
Ve gökteki yıldızlar orada olacağım
I swear like the shadow that's by your side I'll be there
Peşindeki gölgen şahidim olsun ki orada olacağım
For better or worse
İyi günde kötü günde
Till death do us part
Ölüm bizi ayırana kadar
I'll love you with every single beat of my heart
Kalbim her çarptıkça seni seveceğim
And I swear, I swear, I swear
Ve yemin ederim, yemin ederim, yemin ederim
26 Aralık 2008 Cuma
[All The-American Rejects] > My Paper Heart Turkce cevirisi sarki sozleri
>> My Paper Heart
Please just don't play with me, My paper heart will bleed
Lütfen benimle oynama, kağıttan kalbim kanayacak
This wait for destiny won't do
Bu kader bekleyişi işe yaramıyacak
Be with me please I beseech you
Benimle ol lütfen sana yalvarıyorum
Simple things, that make you run a-way
Basit şeyler, seni kaçırıyor uzaklara
Catch you if I can
Yapabilirsem eğer seni yakalayacağım
Tears fall, down your face
Gözyaşları düşüyor, yüzünden
The taste, is something new
Bu tat yeni birşey
Something that I know
Bildiğim birşey
Moving on is, easiest when I am around you.
İlerlemek en kolay şey sen etrafımdayken
So bottle up old love,
O zaman eski aşkı şişeye doldur,
And throw it out to sea,
Ve onu denize fırlat
Watch it away as you cry
Uzaklaştığını izle ağlarken
Now a year has past
Şimdi bir yıl geçti
The seasons go
Mevsimler geçiyor
Please just don't play with me
Lütfen benimle oynama
My paper heart will bleed
kağıttan kalbim kanayacak
This wait for destiny won't do
Bu kader bekleyişi işe yaramıyacak
Be with me please I beseech you
Benimle ol lütfen sana yalvarıyorum
Simple things, that make you run a-way
Basit şeyler, seni kaçırıyor uzaklara
Catch you if I can
Yapabilirsem eğer seni yakalayacağım
Waiting, day to day it goes through
Bekliyorum, günden güne
My lips, are sealed for her
Dudaklarım onun için mühürlendi
My tongue is, Tied to, a dream of being with you
Dilim düğümlendi seninle birlikte olmanın hayaliyle
To settle for less, is not what I prefer
Daha azı için karar vermeği yeğlemiyorum
Summer time, the nights are so long
Yaz zamanı, geceler çok uzun
The leaves fall down,
Yapraklar düşüyor,
and so do I into the arms of a friend
Ve o zaman bir arkadaşın kolları arasındayım
Winter nights
Kış geceleri
My bedside is cold, for I am gone
Yatağımın başucu soğuk, ben gitmiş olduğum için
And spring blossoms you to me
Ve bahar seni bana veriyor
Please just don't play with me, My paper heart will bleed
Lütfen benimle oynama, kağıttan kalbim kanayacak
This wait for destiny won't do
Bu kader bekleyişi işe yaramıyacak
Be with me please I beseech you
Benimle ol lütfen sana yalvarıyorum
Simple things, that make you run a-way
Basit şeyler, seni kaçırıyor uzaklara
Catch you if I can
Yapabilirsem eğer seni yakalayacağım
Tears fall, down your face
Gözyaşları düşüyor, yüzünden
The taste, is something new
Bu tat yeni birşey
Something that I know
Bildiğim birşey
Moving on is, easiest when I am around you.
İlerlemek en kolay şey sen etrafımdayken
So bottle up old love,
O zaman eski aşkı şişeye doldur,
And throw it out to sea,
Ve onu denize fırlat
Watch it away as you cry
Uzaklaştığını izle ağlarken
Now a year has past
Şimdi bir yıl geçti
The seasons go
Mevsimler geçiyor
Please just don't play with me
Lütfen benimle oynama
My paper heart will bleed
kağıttan kalbim kanayacak
This wait for destiny won't do
Bu kader bekleyişi işe yaramıyacak
Be with me please I beseech you
Benimle ol lütfen sana yalvarıyorum
Simple things, that make you run a-way
Basit şeyler, seni kaçırıyor uzaklara
Catch you if I can
Yapabilirsem eğer seni yakalayacağım
Waiting, day to day it goes through
Bekliyorum, günden güne
My lips, are sealed for her
Dudaklarım onun için mühürlendi
My tongue is, Tied to, a dream of being with you
Dilim düğümlendi seninle birlikte olmanın hayaliyle
To settle for less, is not what I prefer
Daha azı için karar vermeği yeğlemiyorum
Summer time, the nights are so long
Yaz zamanı, geceler çok uzun
The leaves fall down,
Yapraklar düşüyor,
and so do I into the arms of a friend
Ve o zaman bir arkadaşın kolları arasındayım
Winter nights
Kış geceleri
My bedside is cold, for I am gone
Yatağımın başucu soğuk, ben gitmiş olduğum için
And spring blossoms you to me
Ve bahar seni bana veriyor
[Alien Ant Farm] > Smooth Criminal Turkce cevirisi sarki sozleri
As he came into the window
O pencereye geldiğinde
Was a sound of a crescendo
Ses gittikçe artıyordu
He came into her apartment
Kızın dairesine geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kan damlaları aktı
She was sitting at the table
Kız masada oturuyordu
He could see she was unable
Kızın uygunsuz olduğunu görebildi
So she ran into the bedroom
Ve kız yatak odasına koştu
She was struck down
Kız yere seridi
It was her doom
Bu onun hötü kaderiydi
Annie, are you OK
Annie iyi misin
Are you OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin Annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Annie, are you OK
Annie iyi misin
Will you tell us that you're OK
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin
There's a sign at the window
Pencerede bir işaret var
That he struck you
Sana çarpan
A crescendo, Annie
Gittikçe yükseliyor, Annie
He came into your apartment
O senin dairene geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kanı damlattı
Then you ran into the bedroom
Sonra sen odana koştun
You were struck down
Ve yere düştün
It was your doom
Bu senin kötü kaderindi
Annie, are you OK
Annie , iyi misin
You OK
İyi nisin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
You've been hit by
Sana vuruldu
You've been struck by
Yere serildin
A smooth criminal
Bir suçlu tarafından
So they came into the outway
Dışarı geldiler
It was Sunday
Pazardı
What a black day
Ne kara bir gün
I could feel your salutation
Selamını aldım
Sounding heartbeats
Ritimli kalp atışları
Intimidations
Yıldırmalar
Annie, are you OK
Annie , iyi misin
You OK
İyi nisin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Will you tell us that you're OK
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin
There's a sign at the window
Pencerede bir işaret var
That he struck you
Sana çarpan
A crescendo, Annie
Gittikçe yükseliyor, Annie
He came into your apartment
O senin dairene geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kanı damlattı
Then you ran into the bedroom
Sonra sen odana koştun
You were struck down
Ve yere düştün
It was your doom
Bu senin kötü kaderindi
Are you OK, Annie
İyi misin annie
You've been hit by
Sana vuruldu
You've been struck by
Yere serildin
A smooth criminal
Bir suçlu tarafından
O pencereye geldiğinde
Was a sound of a crescendo
Ses gittikçe artıyordu
He came into her apartment
Kızın dairesine geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kan damlaları aktı
She was sitting at the table
Kız masada oturuyordu
He could see she was unable
Kızın uygunsuz olduğunu görebildi
So she ran into the bedroom
Ve kız yatak odasına koştu
She was struck down
Kız yere seridi
It was her doom
Bu onun hötü kaderiydi
Annie, are you OK
Annie iyi misin
Are you OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin Annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Annie, are you OK
Annie iyi misin
Will you tell us that you're OK
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin
There's a sign at the window
Pencerede bir işaret var
That he struck you
Sana çarpan
A crescendo, Annie
Gittikçe yükseliyor, Annie
He came into your apartment
O senin dairene geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kanı damlattı
Then you ran into the bedroom
Sonra sen odana koştun
You were struck down
Ve yere düştün
It was your doom
Bu senin kötü kaderindi
Annie, are you OK
Annie , iyi misin
You OK
İyi nisin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
You've been hit by
Sana vuruldu
You've been struck by
Yere serildin
A smooth criminal
Bir suçlu tarafından
So they came into the outway
Dışarı geldiler
It was Sunday
Pazardı
What a black day
Ne kara bir gün
I could feel your salutation
Selamını aldım
Sounding heartbeats
Ritimli kalp atışları
Intimidations
Yıldırmalar
Annie, are you OK
Annie , iyi misin
You OK
İyi nisin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Annie iyi misin
You OK
İyi misin
Are you OK, Annie
İyi misin annie
Annie, are you OK
Will you tell us that you're OK
Bize iyi olduğunu söyleyecek misin
There's a sign at the window
Pencerede bir işaret var
That he struck you
Sana çarpan
A crescendo, Annie
Gittikçe yükseliyor, Annie
He came into your apartment
O senin dairene geldi
He left the bloodstains on the carpet
Halıya kanı damlattı
Then you ran into the bedroom
Sonra sen odana koştun
You were struck down
Ve yere düştün
It was your doom
Bu senin kötü kaderindi
Are you OK, Annie
İyi misin annie
You've been hit by
Sana vuruldu
You've been struck by
Yere serildin
A smooth criminal
Bir suçlu tarafından
[Alien Ant Farm] > Movies Turkce cevirisi sarki sozleri
At slow speed we all seem focused
In motion we seem wrong
In summer we can taste the rain
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
Two can play this game
We both want power
In winter we can taste the pain
In our short years, we come long way
To treat it bad and throw away
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
You won�t cry, i won�t scream
In our short years we come long way
To treat it bad and throw away
And if we make a little space
A science fiction showcase
In our short film, a love disgrace
Dream a scene to brighten face
In our short years we come long way
To treat it bad, just to throw it away
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
------------------------------------------------------------
Yavaş çekimde hepimiz net görünüyoruz
Hareketli çekimde bi hata var
Yazın bile yağmuru hissediyoruz
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
İki kişi oynayabilir bu oyunu
İkimiz de gücü istiyoruz
Kışın bile acı hissediyoruz
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
Ağlamayacaksın, ben de çığlık atmayacağım
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Biraz uzaya açılsak
Bilimkurgu durumları
Kısa filmimizde, yüz karası aşkımız
Yüzlerimizin aydınlandığı bir sahneyi hayal et
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
In motion we seem wrong
In summer we can taste the rain
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
Two can play this game
We both want power
In winter we can taste the pain
In our short years, we come long way
To treat it bad and throw away
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
You won�t cry, i won�t scream
In our short years we come long way
To treat it bad and throw away
And if we make a little space
A science fiction showcase
In our short film, a love disgrace
Dream a scene to brighten face
In our short years we come long way
To treat it bad, just to throw it away
I want you to be free
Don�t worry about me
And just like the movies
We play out our last scene
------------------------------------------------------------
Yavaş çekimde hepimiz net görünüyoruz
Hareketli çekimde bi hata var
Yazın bile yağmuru hissediyoruz
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
İki kişi oynayabilir bu oyunu
İkimiz de gücü istiyoruz
Kışın bile acı hissediyoruz
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
Ağlamayacaksın, ben de çığlık atmayacağım
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Biraz uzaya açılsak
Bilimkurgu durumları
Kısa filmimizde, yüz karası aşkımız
Yüzlerimizin aydınlandığı bir sahneyi hayal et
Kısacık ömrümüzde, uzun yol kat ettik
Sonra da hibe ettik
Özgür olmanı istiyorum
Benim için endişelenme
Filmlerde olduğu gibi
Son sahnemizi oynuyoruz
[Alicia Keys] > No One Turkce cevirisi sarki sozleri
I just want you close
-Seni sadece kapatmak istiyorum
Where you can stay forever
-Hem de sonsuzadek kalabileceğin bir yere
You can be sure
-Emin olabilirsin
That it will only get better
-Durum yalnızca böyle düzelecek
You and me together
-Sen ve ben birlikte
Through the days and nights
-Günler ve geceler boyunca
I don't worry 'cuz
-Endişelenmiyorum çünkü
Everything's going to be alright
-Her şey yoluna girecek
People keep talking they can say what they like
-Insanlar konuşmaya devam ediyor ve herkes ağzına geleni söylüyor
But all i know is everything's going to be alright
-Ama bildiğim tek şey her şeyin yoluna gireceği
No one, no one, no one
-Kimse kimse kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benim sana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel for you
-Benim sana hissettiğim gibi hissedemez
When the rain is pouring down
-Yağmur yağarken
And my heart is hurting
-Kalbim acıyor
You will always be around
-Sen daima benimle olacaksın
This I know for certain
-Tek emin olduğum şey bu
You and me together
-Sen ve ben birlikte
Through the days and nights
-Günler ve geceler boyunca
I don't worry 'cuz
-Endişelenmiyorum çünkü
Everything's going to be alright
-Her şey yoluna girecek
People keep talking they can say what they like
-Insanlar konuşmaya devam ediyor ve herkes ağzına geleni söylüyor
But all i know is everything's going to be alright
-Ama bildiğim tek şey her şeyin yoluna gireceği
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benim sana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel
-Benim sana hissettiğim gibi hissedemez
I know some people search the world
-Biliyorum bazı insanlar dünyayı inceliyor
To find something like what we have
-Sırf bizim sahip olduğumuz gibi birşey bulmak için
I know people will try try to divide something so real
-Biliyorum ki insanlar çok gerçek olan birşeyi bölmeye çalışacaklar
So til the end of time I'm telling you there is no one
-Böylece zamanın sonuna kadar kimsenin olmadığını söylüyorum sana
No one
-Kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benimsana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel for you
-Benim sana hissettiğim gibi hissetiremez
-Seni sadece kapatmak istiyorum
Where you can stay forever
-Hem de sonsuzadek kalabileceğin bir yere
You can be sure
-Emin olabilirsin
That it will only get better
-Durum yalnızca böyle düzelecek
You and me together
-Sen ve ben birlikte
Through the days and nights
-Günler ve geceler boyunca
I don't worry 'cuz
-Endişelenmiyorum çünkü
Everything's going to be alright
-Her şey yoluna girecek
People keep talking they can say what they like
-Insanlar konuşmaya devam ediyor ve herkes ağzına geleni söylüyor
But all i know is everything's going to be alright
-Ama bildiğim tek şey her şeyin yoluna gireceği
No one, no one, no one
-Kimse kimse kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benim sana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel for you
-Benim sana hissettiğim gibi hissedemez
When the rain is pouring down
-Yağmur yağarken
And my heart is hurting
-Kalbim acıyor
You will always be around
-Sen daima benimle olacaksın
This I know for certain
-Tek emin olduğum şey bu
You and me together
-Sen ve ben birlikte
Through the days and nights
-Günler ve geceler boyunca
I don't worry 'cuz
-Endişelenmiyorum çünkü
Everything's going to be alright
-Her şey yoluna girecek
People keep talking they can say what they like
-Insanlar konuşmaya devam ediyor ve herkes ağzına geleni söylüyor
But all i know is everything's going to be alright
-Ama bildiğim tek şey her şeyin yoluna gireceği
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benim sana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel
-Benim sana hissettiğim gibi hissedemez
I know some people search the world
-Biliyorum bazı insanlar dünyayı inceliyor
To find something like what we have
-Sırf bizim sahip olduğumuz gibi birşey bulmak için
I know people will try try to divide something so real
-Biliyorum ki insanlar çok gerçek olan birşeyi bölmeye çalışacaklar
So til the end of time I'm telling you there is no one
-Böylece zamanın sonuna kadar kimsenin olmadığını söylüyorum sana
No one
-Kimse
Can get in the way of what I'm feeling
-Benim gibi hissedemez
No one, no one, no one
-Kimse, kimse, kimse
Can get in the way of what I feel for you, you, you
-Benimsana olan duygularıma sahip olamaz
Can get in the way of what I feel for you
-Benim sana hissettiğim gibi hissetiremez
[Alicia Keys] > My Teenage Love Affair Turkce cevirisi sarki sozleri
Can't wait to get home
Eve ulaşmayı bekleyemem
Baby dial your number
Bebeğim numaranı çeviriyorum
Can u pick up the phone
Telefonu açarmısın
Cause I wanna holla
Çünkü selam vermek istiyorum
Daydreaming about you all day
Bütün gün seni hayal ediyorum
In school can't concentrate
Okulda konsantre olamıyorum
Want have your voice in my ear
Kulağımda sesine sahip olmak istiyorum
Till mama comes and says it's too late
Annem gelip çok geç diyene kadar
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there was somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
Cause I just don't want to say goodbye
Çünkü hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
I love our secret meetings
Gizli randevularımızı seviyorum
On the 5th floor stair case
5.ci kat merdiveninde
I'm gonna give you this letter
sana bu mektubu vereceğim
Of all the things I can't say
söyleyemediğimi herşeyi
Want you to be my first my last my ending and beginning
benim ilk sonum ve başlangıcım olmanı istiyorum
I wrote your name in my book
kitabıma ismini yazdım
You last name my first
senin soyadın benim ismim
I'm your Mrs.
ben senin kadınınım
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
I just don't want to say goodbye
Hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
Hey boy
Hey bebeğim
You know I really like being with u
Gerçekten seninle olmaktan hoşlandığımı biliyorsun
Just hanging out with you is fun
Seninle takılmak eğlenceli
So maybe we can go to first base
Belki ilk aşamaya gidebiliriz
Because I feel you
Çünkü seni hissediyorum
Second base
İkinci aşama
Want you to feel me too boy
Seninde beni hissetmeni istiyorum
Third base
Üçüncü basamak
Better pump the breaks
Kırıkları itsen iyi olur
Oh baby slow down
Bebeğim yavaş ol
I gotta go home now
Eve gitmeliyim şimdi
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
I just don't want to say goodbye
Hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
Eve ulaşmayı bekleyemem
Baby dial your number
Bebeğim numaranı çeviriyorum
Can u pick up the phone
Telefonu açarmısın
Cause I wanna holla
Çünkü selam vermek istiyorum
Daydreaming about you all day
Bütün gün seni hayal ediyorum
In school can't concentrate
Okulda konsantre olamıyorum
Want have your voice in my ear
Kulağımda sesine sahip olmak istiyorum
Till mama comes and says it's too late
Annem gelip çok geç diyene kadar
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there was somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
Cause I just don't want to say goodbye
Çünkü hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
I love our secret meetings
Gizli randevularımızı seviyorum
On the 5th floor stair case
5.ci kat merdiveninde
I'm gonna give you this letter
sana bu mektubu vereceğim
Of all the things I can't say
söyleyemediğimi herşeyi
Want you to be my first my last my ending and beginning
benim ilk sonum ve başlangıcım olmanı istiyorum
I wrote your name in my book
kitabıma ismini yazdım
You last name my first
senin soyadın benim ismim
I'm your Mrs.
ben senin kadınınım
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
I just don't want to say goodbye
Hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
Hey boy
Hey bebeğim
You know I really like being with u
Gerçekten seninle olmaktan hoşlandığımı biliyorsun
Just hanging out with you is fun
Seninle takılmak eğlenceli
So maybe we can go to first base
Belki ilk aşamaya gidebiliriz
Because I feel you
Çünkü seni hissediyorum
Second base
İkinci aşama
Want you to feel me too boy
Seninde beni hissetmeni istiyorum
Third base
Üçüncü basamak
Better pump the breaks
Kırıkları itsen iyi olur
Oh baby slow down
Bebeğim yavaş ol
I gotta go home now
Eve gitmeliyim şimdi
Cause the lights are on outside
Çünkü ışıklar dışarıda
Wish there somewhere to hide
Keşke saklanacak biryer olsaydı
I just don't want to say goodbye
Hoşçakal demek istemiyorum
Cause you are my baby baby
Çünkü sen benim bebeğimsin bebeğim
Nothing really matters
Hiçbirşeyin gerçekten önemi yok
I don't really care
Gereçkten umrumda değil
What nobody tell me
İnsanların bana söylediklerinin
I'm gunna be here
Burada olacağım
It's a matter of extreme importance it's
En önemli şey
My first teenage love affair
Benim ilk gençlik aşkım
[Alicia Keys] > If I Ain't Got You Turkce cevirisi sarki sozleri
Some people live for the fortune
Bazıları talih için yaşar
Some people live just for the fame
Bazıları şöhret için
Some people live for the power yeah
Bazıları güçlü olmak için yaşar, evet
Some people live just to play the game
Bazıları sadece oyunu oynamak için
Some people think that the physical things
Bazıları fiziksel şeylerin
Define what's within
İçerdekini tanımladığını düşünür
I've been there before
Ben daha önce oradaydım
But that life's a bore
Ama o hayat çok sıkıcı
So full of the superficial
Yüzeysellikle dolu
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsen
If I ain't got you baby
Eğer sana sahip değilsem bebeğim
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
Some people search for a fountain
Bazıları çeşme arar
Promises forever young
Ebedi gençliği vaad eden
Some people need three dozen roses
Bazılarınin üç düzine güle ihtiyaçı vardır
And that's the only way to prove you love them
Ve bu onlara sevgini ispatlamanın tek yoludur
Hang me a world on a silver platter
Bana gümüş tabakta bir dünya verin
And what good would it be?
Ne işe yarardı ki?
With no one to share,
Paylaşacak kimse yokken
With no one who truly cares for me
Bana gerçekten değer veren kimse yokken
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsem
If I ain't got you baby
Eğer sana sahip değilsem
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsem
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
If I ain't got you with me baby
Eğer yanımda sen olmasaydın bebeğim
Nothing in this whole wide world don't mean a thing
Tüm bu dünyadaki hiçbir şeyin anlamı yok
If I ain't got you with me baby
Eğer benimle olmasaydın...
Bazıları talih için yaşar
Some people live just for the fame
Bazıları şöhret için
Some people live for the power yeah
Bazıları güçlü olmak için yaşar, evet
Some people live just to play the game
Bazıları sadece oyunu oynamak için
Some people think that the physical things
Bazıları fiziksel şeylerin
Define what's within
İçerdekini tanımladığını düşünür
I've been there before
Ben daha önce oradaydım
But that life's a bore
Ama o hayat çok sıkıcı
So full of the superficial
Yüzeysellikle dolu
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsen
If I ain't got you baby
Eğer sana sahip değilsem bebeğim
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
Some people search for a fountain
Bazıları çeşme arar
Promises forever young
Ebedi gençliği vaad eden
Some people need three dozen roses
Bazılarınin üç düzine güle ihtiyaçı vardır
And that's the only way to prove you love them
Ve bu onlara sevgini ispatlamanın tek yoludur
Hang me a world on a silver platter
Bana gümüş tabakta bir dünya verin
And what good would it be?
Ne işe yarardı ki?
With no one to share,
Paylaşacak kimse yokken
With no one who truly cares for me
Bana gerçekten değer veren kimse yokken
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsem
If I ain't got you baby
Eğer sana sahip değilsem
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
Some people want it all
Bazıları her şeyi ister
But I don't want nothing at all
Ama ben hiçbir şey istemiyorum
If it ain't you baby
Eğer o sen değilsem
Some people want diamond rings
Bazıları elmas yüzük ister
Some just want everything
Bazıları her şeyi
But everything means nothing
Ama her şey hiçbir şey demek
If I ain't got you
Eğer sana sahip değilsem
If I ain't got you with me baby
Eğer yanımda sen olmasaydın bebeğim
Nothing in this whole wide world don't mean a thing
Tüm bu dünyadaki hiçbir şeyin anlamı yok
If I ain't got you with me baby
Eğer benimle olmasaydın...
[Alicia Keys] > Fallin Turkce cevirisi sarki sozleri
I keep on fallin'
Düşüyorum
In and out of love
Sevginin içinde ve dışında
With you
Seninle birlikte
Sometimes I love you
Bazen seni seviyorum
Sometimes you make me blue
Bazen beni maviye boyuyorsun
Sometimes I feel good
Bazen iyi hissediyorum
At times I feel used
Bir zamanlar hissederdim
Lovin you darlin'
Seni sevmek sevgilim
Makes me so confused
Aklımı çok karıştırıyor
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
Oh, oh, I never felt this way
Kendimi hiç böyle hissetmedim
How do you give me so much pleasure
Bana nasıl bu kadar zevk verebiliyorsun
And cause me so much pain?
Ve bu kadar acıya sebep olabiliyorsun
Just when I think
Sadece düşündüğümde
I've taken more than would a fool
Bir aptalın alabileceğinden daha fazla yol aldım
I start fallin' back in love with you
Aşkın içinde seninle beraber düşmeye başlıyorum
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
Oh, baby
Bebeğim
I, I, I, I'm fallin'
düşüyorum
I, I, I, I'm fallin'
düşüyorum
Fall Düşüyorum
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
What?
Ne
Düşüyorum
In and out of love
Sevginin içinde ve dışında
With you
Seninle birlikte
Sometimes I love you
Bazen seni seviyorum
Sometimes you make me blue
Bazen beni maviye boyuyorsun
Sometimes I feel good
Bazen iyi hissediyorum
At times I feel used
Bir zamanlar hissederdim
Lovin you darlin'
Seni sevmek sevgilim
Makes me so confused
Aklımı çok karıştırıyor
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
Oh, oh, I never felt this way
Kendimi hiç böyle hissetmedim
How do you give me so much pleasure
Bana nasıl bu kadar zevk verebiliyorsun
And cause me so much pain?
Ve bu kadar acıya sebep olabiliyorsun
Just when I think
Sadece düşündüğümde
I've taken more than would a fool
Bir aptalın alabileceğinden daha fazla yol aldım
I start fallin' back in love with you
Aşkın içinde seninle beraber düşmeye başlıyorum
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
Oh, baby
Bebeğim
I, I, I, I'm fallin'
düşüyorum
I, I, I, I'm fallin'
düşüyorum
Fall Düşüyorum
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
I keep on Fallin'
Düşüyorum
In and out of love with you
Seninle birlikte sevginin içinde ve dışında
I never loved someone
Hiç kimseyi sevmedim
The way that I love you
Seni sevdiğim şekilde
What?
Ne
[Alicia Keys] > Diary Turkce cevirisi sarki sozleri
Lay your head on my pillow
Kafanı koy yastığıma
Here you can be yourself
Burada kendin olabilirsin
No one has to know what you are feeling
Kimsenin senin ne hisettiğini bilmesine gerek yok
No one but me and you
Kimse, sen ve benden başka
I won't tell your secrets
Sırlarını söylemeceğim
Your secrets are safe with me
Sırların bende güvenli
I will keep your secrets
Sırlarını saklayacağım
Just ain't goin' be as the pages in your diary
Ama günlüğündeki sayfalar gibi olmayacak
I feel such a connection
Güçlü bir bağ hissediyorum
Even when you far away
Uzakta olduğunda bile
Oooo baby if there's anything that you fear
Oh bebeğim eğer korktuğun bir şey olursa
Come forth and call 4894608 and I'll be here
Gel ve 4894608'i ara ve ben orada olacağım
I won't tell your secrets
Sırlarını söylemeyeceğim
Your secrets are safe with me
Sırların bende güvende
I will keep your secrets
Sırlarını saklayacağım
Just ain't goin' be as the pages in your diary
Ama günlüğündeki sayfalar gibi olmayacak
And only we know what talked about baby
Sadece biz biliyoruz ne konuşuldugunu bebeğim
Don't know how you can be driven me so crazy
Beni nasıl bu kadar deliye çevirebilirsin bilmiyorum
Baby when your in town why don't you come around
Buralardayken niye yanıma uğramıyorsun bebeğim
Be the loyalty you need you can trust
İhtiyacın olan sadakat olacağım, güvenebilirsin
Kafanı koy yastığıma
Here you can be yourself
Burada kendin olabilirsin
No one has to know what you are feeling
Kimsenin senin ne hisettiğini bilmesine gerek yok
No one but me and you
Kimse, sen ve benden başka
I won't tell your secrets
Sırlarını söylemeceğim
Your secrets are safe with me
Sırların bende güvenli
I will keep your secrets
Sırlarını saklayacağım
Just ain't goin' be as the pages in your diary
Ama günlüğündeki sayfalar gibi olmayacak
I feel such a connection
Güçlü bir bağ hissediyorum
Even when you far away
Uzakta olduğunda bile
Oooo baby if there's anything that you fear
Oh bebeğim eğer korktuğun bir şey olursa
Come forth and call 4894608 and I'll be here
Gel ve 4894608'i ara ve ben orada olacağım
I won't tell your secrets
Sırlarını söylemeyeceğim
Your secrets are safe with me
Sırların bende güvende
I will keep your secrets
Sırlarını saklayacağım
Just ain't goin' be as the pages in your diary
Ama günlüğündeki sayfalar gibi olmayacak
And only we know what talked about baby
Sadece biz biliyoruz ne konuşuldugunu bebeğim
Don't know how you can be driven me so crazy
Beni nasıl bu kadar deliye çevirebilirsin bilmiyorum
Baby when your in town why don't you come around
Buralardayken niye yanıma uğramıyorsun bebeğim
Be the loyalty you need you can trust
İhtiyacın olan sadakat olacağım, güvenebilirsin
[Alice In Chains] > Alone (acoustic) Turkce cevirisi sarki sozleri
It's been a long day at the bottom of the hill,
Tepe dipindeki uzun bir gün.
She died of a broken heart.
O kırık bir kalple öldü.
She told me I was living in the past,
O bana geçmişte yaşadığımı söyledi,
Drinking from a broken glass.
Kırılmış bir camdan içerek.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
I walked down to the other end of the day,
Ben aşağı günün diğer sonuna yürüdüm,
Just to catch those last few waves.
Şu son az dalgayı yakalamak.
But I held out my hand and slowly waved goodbye,
Ama ellerimi tuttum ve yavaşça el salladım. (tam emin değilim)
I turned now my eyes up to the sky.
Şimdi Gözlerimi gökyüzüne çevirdim.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
She'll come back to me. (She'll come back to me.)
O bana geri dönecek. (O bana geri dönecek.)
She'll come back to me. (She'll come back to me.)
O bana geri dönecek. (O bana geri dönecek.)
All alone in this mystery.
Bu gizemin içi hep yalnız.
She'll come back to me. I held out my hands into the light and I watched it die,
O bana geri dönecek. Işığın içinde ellerimi kaldırdım ve onun ölmesini izledim.
I know that I was part to play.
Biliyorum oyundan ayrıldım.
My god, my time to die.
Tanrım, ölüm zamanım.
Never want to spend my life alone.
Asla hayatımı yalnız harcamak istemedim.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
Tepe dipindeki uzun bir gün.
She died of a broken heart.
O kırık bir kalple öldü.
She told me I was living in the past,
O bana geçmişte yaşadığımı söyledi,
Drinking from a broken glass.
Kırılmış bir camdan içerek.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
I walked down to the other end of the day,
Ben aşağı günün diğer sonuna yürüdüm,
Just to catch those last few waves.
Şu son az dalgayı yakalamak.
But I held out my hand and slowly waved goodbye,
Ama ellerimi tuttum ve yavaşça el salladım. (tam emin değilim)
I turned now my eyes up to the sky.
Şimdi Gözlerimi gökyüzüne çevirdim.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
She'll come back to me. (She'll come back to me.)
O bana geri dönecek. (O bana geri dönecek.)
She'll come back to me. (She'll come back to me.)
O bana geri dönecek. (O bana geri dönecek.)
All alone in this mystery.
Bu gizemin içi hep yalnız.
She'll come back to me. I held out my hands into the light and I watched it die,
O bana geri dönecek. Işığın içinde ellerimi kaldırdım ve onun ölmesini izledim.
I know that I was part to play.
Biliyorum oyundan ayrıldım.
My god, my time to die.
Tanrım, ölüm zamanım.
Never want to spend my life alone.
Asla hayatımı yalnız harcamak istemedim.
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to face the cold.
şimdi ben (şimdi ben) soğuğa bakmayı denerim
I'm alone (I never wanna be alone),
Yalnızım (hiçbir zaman yalnız olmak istemedim)
Now I (now I) try to travel home.
Şimdi ben (şimdi ben) eve dönmeyi denerim.
[Alice Cooper] > The Man Behind The Mask Turkce cevirisi sarki sozleri
You're with your baby
(bebeğinle berebersin)
And you're parked alone
(ve parkta yalnızsın)
On a summer night
(bir yaz akşamı)
You're deep in love
(sevginin derinliklerindesin)
But you're deeper in the woods
(ama ağaçların derinliklerindesin)
You think you're doin' alright
(düzeltebileceğini düşünüyorsun)
Did you hear that voice
(bu sesi duydun mu)
Did you see that face
(bu yüzü gördün mü)
Or was it just a dream
(yoksa sadece bir rüya mıydı)
This can't be real
(bu gerçek olamaz)
That only happens, babe
(bu sadece, bebek)
On the movie screen
(filmlerde olur)
Oh, but he's back
(oh, ama o döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
You're swimmin' with your girl
(kızınla beraber yüzüyorsun)
Out on lovers' lake
(aşıklar gölünün dışı)
And the wind blows cold
(ve rüzgar soğuk esiyor)
It chills your bones
(kemiklerini titretiyor)
But you're still on the make
(ama yapmakta olduğun şey)
That's a bad mistake
(büyük bir hata)
But the moon was full
(ama dolunaydı)
And you had a chance
(ve senin bir şansın vardı)
To be all alone
(yalnız olmak için)
But you're not alone
(ama yalnız değilsin)
This is your last dance
(bu senin son dansın)
And your last romance
(ve son öykün)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
Oh, if you see him comin(oh, eğer onu gelirken görürsen)
Get away if you can
(uzağa kaç eğer yapabilirsen)
Just keep on runnin(koşmaya devam et)
Run as fast as you can
(koşabildiğin kadar hızlı)
He's a dangerous, dangerous man
(o tehlikeli, tehlikeli bir adam)
And he's out tonight
(ve bu akşam dışarıda)
And he's watchin' you
(ve seni izliyor)
And he knows your house
(ve evini biliyor)
No, don't turn out the lights
(hayır, ışıkları söndürme)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
(bebeğinle berebersin)
And you're parked alone
(ve parkta yalnızsın)
On a summer night
(bir yaz akşamı)
You're deep in love
(sevginin derinliklerindesin)
But you're deeper in the woods
(ama ağaçların derinliklerindesin)
You think you're doin' alright
(düzeltebileceğini düşünüyorsun)
Did you hear that voice
(bu sesi duydun mu)
Did you see that face
(bu yüzü gördün mü)
Or was it just a dream
(yoksa sadece bir rüya mıydı)
This can't be real
(bu gerçek olamaz)
That only happens, babe
(bu sadece, bebek)
On the movie screen
(filmlerde olur)
Oh, but he's back
(oh, ama o döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
You're swimmin' with your girl
(kızınla beraber yüzüyorsun)
Out on lovers' lake
(aşıklar gölünün dışı)
And the wind blows cold
(ve rüzgar soğuk esiyor)
It chills your bones
(kemiklerini titretiyor)
But you're still on the make
(ama yapmakta olduğun şey)
That's a bad mistake
(büyük bir hata)
But the moon was full
(ama dolunaydı)
And you had a chance
(ve senin bir şansın vardı)
To be all alone
(yalnız olmak için)
But you're not alone
(ama yalnız değilsin)
This is your last dance
(bu senin son dansın)
And your last romance
(ve son öykün)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
Oh, if you see him comin(oh, eğer onu gelirken görürsen)
Get away if you can
(uzağa kaç eğer yapabilirsen)
Just keep on runnin(koşmaya devam et)
Run as fast as you can
(koşabildiğin kadar hızlı)
He's a dangerous, dangerous man
(o tehlikeli, tehlikeli bir adam)
And he's out tonight
(ve bu akşam dışarıda)
And he's watchin' you
(ve seni izliyor)
And he knows your house
(ve evini biliyor)
No, don't turn out the lights
(hayır, ışıkları söndürme)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
Yeah, cause he's back
(evet, çünkü döndü)
He's the man behind the mask
(o maske arkasındaki adam)
And he's out of control
(ve kontrol edilemez)
He's back
(döndü)
The man behind the mask
(maske arkasındaki adam)
And he crawled out of his hole
(ve deliğinden çıktı)
[Alice Cooper] > I Never Cry Turkce cevirisi sarki sozleri
If there is a tear on my face
It makes me shiver to the bone
It shakes me, babe
It's just a heartache that got in my eye
And you know i never cry, i never cry
Sometimes i drink more than i need
Until the tv's dead and gone
I may be lonely
But i'm never alone
And the night may pass me by
But i'll never cry
Take away, take away my eyes
Sometimes i'd rather be blind
Break a heart, break a heart of stone
Open it up but don't you leave it alone
'cuz that's all i got to give you
Believe me babe, it ain't been used
My heart's a virgin, its never been tried
And you know i'll never cry
And you know i'll never cry
And you know i'll never cry
Never cry, i'll never cry
Break a heart, break a heart of stone
'cuz that's all i got to give you
Believe me babe, it ain't been used
My heart's a virgin, its never been tried
And you know i'll never cry
Never cry
I'll never cry
------------------------------------------------------------
Eğer bi gözyaşı varsa yüzümde
Bu beni ürpertir ta kemiklerime kadar
Beni titretir, bebek
Bu sadece gözlerimde başlayan bi kalp ağrısı
Ve bilirsin hiç ağlamam,ağlamam
Bazen ihtiyacım olandan daha çok içerim
Televizyon ölene ve gidene kadar
Yalnız kalabilmeliyim
Ama hiç yalnız değilim
Ve gece benden geçebilir
Ama hiç ağlamayacağım
Uzaklaş,gözlerimden uzaklaş
Bazen kör olmayı tercih ederim
Bi kalp kır,taştan bi kalbi kır
Onu aç ama yalnız bırakma
Çünkü bunlar sadece sana vermek için aldığım şeyler
İnan bana bebek,onlar kullanılmış değil
Kalbim bir bakire,hiç denenmedi
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Ve bilirisn hiç ağlamayacağım
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Hiç ağlamam,hiç ağlamayacağım
Bi kalp kır,taştan bi kalp kır
Çünkü bunlar sadece sana vermek için aldığım şeyler
İnan bana bebek,onlar kullanılmış değil
Kalbim bir bakire,hiç denenmedi
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Hiç ağlamam
Hiç ağlamayacağım
It makes me shiver to the bone
It shakes me, babe
It's just a heartache that got in my eye
And you know i never cry, i never cry
Sometimes i drink more than i need
Until the tv's dead and gone
I may be lonely
But i'm never alone
And the night may pass me by
But i'll never cry
Take away, take away my eyes
Sometimes i'd rather be blind
Break a heart, break a heart of stone
Open it up but don't you leave it alone
'cuz that's all i got to give you
Believe me babe, it ain't been used
My heart's a virgin, its never been tried
And you know i'll never cry
And you know i'll never cry
And you know i'll never cry
Never cry, i'll never cry
Break a heart, break a heart of stone
'cuz that's all i got to give you
Believe me babe, it ain't been used
My heart's a virgin, its never been tried
And you know i'll never cry
Never cry
I'll never cry
------------------------------------------------------------
Eğer bi gözyaşı varsa yüzümde
Bu beni ürpertir ta kemiklerime kadar
Beni titretir, bebek
Bu sadece gözlerimde başlayan bi kalp ağrısı
Ve bilirsin hiç ağlamam,ağlamam
Bazen ihtiyacım olandan daha çok içerim
Televizyon ölene ve gidene kadar
Yalnız kalabilmeliyim
Ama hiç yalnız değilim
Ve gece benden geçebilir
Ama hiç ağlamayacağım
Uzaklaş,gözlerimden uzaklaş
Bazen kör olmayı tercih ederim
Bi kalp kır,taştan bi kalbi kır
Onu aç ama yalnız bırakma
Çünkü bunlar sadece sana vermek için aldığım şeyler
İnan bana bebek,onlar kullanılmış değil
Kalbim bir bakire,hiç denenmedi
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Ve bilirisn hiç ağlamayacağım
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Hiç ağlamam,hiç ağlamayacağım
Bi kalp kır,taştan bi kalp kır
Çünkü bunlar sadece sana vermek için aldığım şeyler
İnan bana bebek,onlar kullanılmış değil
Kalbim bir bakire,hiç denenmedi
Ve bilirsin hiç ağlamayacağım
Hiç ağlamam
Hiç ağlamayacağım
[Alexiou Harris] > Ola Se Thimizoun Turkce cevirisi sarki sozleri
ola se thimizoun,
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
san na perimenoun ki auta mazi m'emena,
na'nrtheis ki as haraksei, gia sterni fora.
oli mas i agapi, tih kamara gemizei
san ena tragoudi, pou legame ki oi dio
prosopa kai logia kai t'oneiro pou trizei.
san tha ksimerosei, ti tha n'alithino.
ola se thimizoun,
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
ola se thimizoun,
ki oi pio kaloi mas filoi.
allos ston taberna, allos sinema.
moni mou diabazo, to gramma pou'hes steilei,
prin na filithoume proti mas fora.
oli mas i agapi, tin kamara gemizei
san ena tragoudi, pou legame ki oi dio.
prosopa kai logia kai t'oneiro pou trizei.
san tha ksimerosei, ti tha n'alithino.
ola se thimizoun,
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen
gunluk esyalarin...
sanki onlar da benimle birlikte bekliyorlar,
senin gelmeni, bende iz birakacak olsa da son bir kez.
tüm askimiz dolduruyor odayi
bir sarki gibi, ikimizin birlikte söyledigi
yüzler ve sözler, ve çatirdayan düsler.
gün agardiginda, gerceklesecek olan ne.
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen,
gunluk esyalarin...
hersey seni hatirlatiyor
en iyi dostlarimiz bile.
kah tavernada, kah sinemada.
yalniz basima okuyorum, göndermis oldugun mektubu,
hani daha bir kez bile öpüsmeden önce.
tüm askimiz dolduruyor odayi
bir sarki gibi, ikimizin birlikte söyledigi
yüzler ve sözler, ve çatirdayan düsler.
gün agardiginda, gerceklesecek olan ne.
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen,
gunluk esyalarin...
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
san na perimenoun ki auta mazi m'emena,
na'nrtheis ki as haraksei, gia sterni fora.
oli mas i agapi, tih kamara gemizei
san ena tragoudi, pou legame ki oi dio
prosopa kai logia kai t'oneiro pou trizei.
san tha ksimerosei, ti tha n'alithino.
ola se thimizoun,
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
ola se thimizoun,
ki oi pio kaloi mas filoi.
allos ston taberna, allos sinema.
moni mou diabazo, to gramma pou'hes steilei,
prin na filithoume proti mas fora.
oli mas i agapi, tin kamara gemizei
san ena tragoudi, pou legame ki oi dio.
prosopa kai logia kai t'oneiro pou trizei.
san tha ksimerosei, ti tha n'alithino.
ola se thimizoun,
apla ki agapimena,
pragmata dika sou, kathimerina
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen
gunluk esyalarin...
sanki onlar da benimle birlikte bekliyorlar,
senin gelmeni, bende iz birakacak olsa da son bir kez.
tüm askimiz dolduruyor odayi
bir sarki gibi, ikimizin birlikte söyledigi
yüzler ve sözler, ve çatirdayan düsler.
gün agardiginda, gerceklesecek olan ne.
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen,
gunluk esyalarin...
hersey seni hatirlatiyor
en iyi dostlarimiz bile.
kah tavernada, kah sinemada.
yalniz basima okuyorum, göndermis oldugun mektubu,
hani daha bir kez bile öpüsmeden önce.
tüm askimiz dolduruyor odayi
bir sarki gibi, ikimizin birlikte söyledigi
yüzler ve sözler, ve çatirdayan düsler.
gün agardiginda, gerceklesecek olan ne.
hersey seni hatirlatiyor,
basit ve sevilen,
gunluk esyalarin...
[Alanis Morissette] > Uninvited Turkce cevirisi sarki sozleri
Uninvited davetsiz 16.02.2007& cuma
Like anyone would be
Herkes gibi
I am flattered by your fascination with me
Beni büyülemelerinle gururumu okşadın
Like any hot blooded woman
Her sıcak kanlı kadın gibi
I have simply wanted an object to crave
arzulanmak gibi basit bir şey istemiştim
But you, you're not allowed
Ama sen, izinli değilsin
You're uninvited
Davetsizsin
An unfortunate slight
Talihsiz bir küçümseme
Must be strangely exciting
Garip bir şekilde heyacan verici olmalı
To watch the stoic squirm
Kayıtsız kıvranmaları izlemek
Must be somewhat heartening
Bir dereceye kadar cesaret verici olmalı
To watch shepard meet shepard
Shepard'ın shepar ile buluşmasını izlemek( astronot)
But you, youre not allowed
Ama sen izin vermedin
Youre uninvited
davetsizsin
An unfortunate slight
Talihsiz bir küçümseme
Like any uncharted territory
Belirlenmemiş herhangibir bölge gibi
I must seem greatly intriguing
Karmaşık görmeliyim
You speak of my love like
Aşkım hakkında konuşuyorsun
You have experienced love like mine before
Sanki benden önce benimki gibi bir deneyim yaşamışsın gibi
But this is not allowed
Ama bu kabul edilemez
Youre uninvited
Sen davetsiz
An unfortunate slight
şey Amansız bir
I dont think you unworthy
Değersiz olduğunu düşünmüyorum
I need a moment to deliberate
Düşünmek için bir dakikaya ihtiyacım var
Like anyone would be
Herkes gibi
I am flattered by your fascination with me
Beni büyülemelerinle gururumu okşadın
Like any hot blooded woman
Her sıcak kanlı kadın gibi
I have simply wanted an object to crave
arzulanmak gibi basit bir şey istemiştim
But you, you're not allowed
Ama sen, izinli değilsin
You're uninvited
Davetsizsin
An unfortunate slight
Talihsiz bir küçümseme
Must be strangely exciting
Garip bir şekilde heyacan verici olmalı
To watch the stoic squirm
Kayıtsız kıvranmaları izlemek
Must be somewhat heartening
Bir dereceye kadar cesaret verici olmalı
To watch shepard meet shepard
Shepard'ın shepar ile buluşmasını izlemek( astronot)
But you, youre not allowed
Ama sen izin vermedin
Youre uninvited
davetsizsin
An unfortunate slight
Talihsiz bir küçümseme
Like any uncharted territory
Belirlenmemiş herhangibir bölge gibi
I must seem greatly intriguing
Karmaşık görmeliyim
You speak of my love like
Aşkım hakkında konuşuyorsun
You have experienced love like mine before
Sanki benden önce benimki gibi bir deneyim yaşamışsın gibi
But this is not allowed
Ama bu kabul edilemez
Youre uninvited
Sen davetsiz
An unfortunate slight
şey Amansız bir
I dont think you unworthy
Değersiz olduğunu düşünmüyorum
I need a moment to deliberate
Düşünmek için bir dakikaya ihtiyacım var
[Alanis Morissette] > Your Congratulations Turkce cevirisi sarki sozleri
I wouldn't have compromised so much
-ben çok fazla uzlaşmış olmayacaktım
so much of myself for fears of
-kendimle çok fazla korkularım için.
having you hating me
-sana benden nefret ederken sahip çıkmak
I would've sung so loudly
-çok yüksek sesle şarkı söylemiş olacaktım
it would've cracked myself!
-kendimi patlatmış olacaktı
I became self-conscious
-farkında oldum
of anything exuberant
-herhangi bir şeyden coşkulu
I wouldn't have sold myself short
-kendimi kısa satışa almayacaktım
I wouldn't have kept my eyes
-gözlerimi kapamış olmayacaktım
glued to the ground
-yere yapıştırdım
if I had've known my invisibility
-eğer görünmezliğimi bilseydim
would not make a difference
-farklılık yapmazdım
I would've run around the screaming proudly
-bağıran mağrurun etrafında koşmazdım
at the top of my voice
-çatımın tepesinde.
I wouldn't have said it was in fact luck
-aslında bir şans olduğunu söylemezdim
i'm talking idealism here
-burada idealizimi konuşuyorum
I would not have been so self deprecating
-kendimi küçümsemeyeçektim
I wouldn't have cowered
-sinmiş olmayacaktım
I wouldn't have cut my comfort off
-rahatlığımı bıramış olmayacaktım
I wouldn't have feigned needlessness
-gereksizlik numarası yapmayacaktım
I would not have discredited
-kuşkuyla bakmış olmayacaktım
every one of their compliments
-iyi dileklerinin hepsi
it was your approval
-senin tavsiyindi
I wanted your congratulations
-senin kutlamanı istedim
-ben çok fazla uzlaşmış olmayacaktım
so much of myself for fears of
-kendimle çok fazla korkularım için.
having you hating me
-sana benden nefret ederken sahip çıkmak
I would've sung so loudly
-çok yüksek sesle şarkı söylemiş olacaktım
it would've cracked myself!
-kendimi patlatmış olacaktı
I became self-conscious
-farkında oldum
of anything exuberant
-herhangi bir şeyden coşkulu
I wouldn't have sold myself short
-kendimi kısa satışa almayacaktım
I wouldn't have kept my eyes
-gözlerimi kapamış olmayacaktım
glued to the ground
-yere yapıştırdım
if I had've known my invisibility
-eğer görünmezliğimi bilseydim
would not make a difference
-farklılık yapmazdım
I would've run around the screaming proudly
-bağıran mağrurun etrafında koşmazdım
at the top of my voice
-çatımın tepesinde.
I wouldn't have said it was in fact luck
-aslında bir şans olduğunu söylemezdim
i'm talking idealism here
-burada idealizimi konuşuyorum
I would not have been so self deprecating
-kendimi küçümsemeyeçektim
I wouldn't have cowered
-sinmiş olmayacaktım
I wouldn't have cut my comfort off
-rahatlığımı bıramış olmayacaktım
I wouldn't have feigned needlessness
-gereksizlik numarası yapmayacaktım
I would not have discredited
-kuşkuyla bakmış olmayacaktım
every one of their compliments
-iyi dileklerinin hepsi
it was your approval
-senin tavsiyindi
I wanted your congratulations
-senin kutlamanı istedim
[Alanis Morissette] > You Oughta Know Turkce cevirisi sarki sozleri
I want you to know, that i'm happy for you
I wish nothing but the best for you both
An older version of me
Is she perverted like me
Would she go down on you in a theatre
Does she speak eloquently
And would she have your baby
I'm sure she'd make a really excellent mother
Cause the love that you gave that we made wasn't able
To make it enough for you to be open wide, no
And every time you speak her name
Does she know how you told me you'd hold me
Until you died, till you died
But you're still alive
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
You seem very well, things look peaceful
I'm not quite as well, i thought you should know
Did you forget about me mr. duplicity
I hate to bug you in the middle of dinner
It was a slap in the face how quickly i was replaced
Are you thinking of me when you fuck her
Cause the love that you gave that we made wasn't able
To make it enough for you to be open wide, no
And every time you speak her name
Does she know how you told me you'd hold me
Until you died, til you died
But you're still alive
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
Cause the joke that you laid on the bed that was me
And i'm not gonna fade
As soon as you close your eyes and you know it
And every time i scratch my nails down someone else's back
I hope you feel it...well can you feel it
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
------------------------------------------------------------
Bilmelisin ki çok mutluyum adına
Herşeyin en iyisini dilerim ikiniz için
O sanki benim eski halim,
Acaba sapkın mı benim gibi
Sinemada üfler mi aletini
Ya da belagatli mi?
Belki senden bebek istiyordur
Eminim harika bir anne olur
Ha çünkü verdiğin aşkımız,
Yok, yetmiyordu senin enginlere açılmana, hayır,
Ve onun adını andığın her an
Acaba bilir mi, bana, "saracağım seni sonsuza dek,
Ölene dek, ölene dek," dediğini
Ama gebermedin hala
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
Halin vaktin yerinde gibi, süt liman her şey
Senin kadar iyi değilim, bilmen gerekir diye düşündüm,
Yoksa unuttun mu beni iki yüzlü herif seni?
İstemezdim akşam yemeğinin ortasında rahatızlık vermeyi,
Ama ne çabuk yerimi doldurdun tokatıydı yüzüne aşk ettiğim
Acaba onu sikerken aklına geliyor muyum?
Ha çünkü verdiğin aşkımız,
Yok, yetmiyordu senin enginlere açılmana, hayır,
Ve onun adını andığın her an
Acaba bilir mi, bana, "saracağım seni sonsuza dek,
Ölene dek, ölene dek," dediğini
Ama gebermedin hala
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
Ha çünkü yatakta dalganı geçtiğin ben,
Öyle kaybolup gitmeyeceğim
Gözünü kapar kapamaz, biliyorsun bunu
Ve başkasının sırtına tırnaklarımı geçirdiğimde
Umarım hissedersin ... bir bak şimdi hissediyor musun?
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
I wish nothing but the best for you both
An older version of me
Is she perverted like me
Would she go down on you in a theatre
Does she speak eloquently
And would she have your baby
I'm sure she'd make a really excellent mother
Cause the love that you gave that we made wasn't able
To make it enough for you to be open wide, no
And every time you speak her name
Does she know how you told me you'd hold me
Until you died, till you died
But you're still alive
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
You seem very well, things look peaceful
I'm not quite as well, i thought you should know
Did you forget about me mr. duplicity
I hate to bug you in the middle of dinner
It was a slap in the face how quickly i was replaced
Are you thinking of me when you fuck her
Cause the love that you gave that we made wasn't able
To make it enough for you to be open wide, no
And every time you speak her name
Does she know how you told me you'd hold me
Until you died, til you died
But you're still alive
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
Cause the joke that you laid on the bed that was me
And i'm not gonna fade
As soon as you close your eyes and you know it
And every time i scratch my nails down someone else's back
I hope you feel it...well can you feel it
And i'm here to remind you
Of the mess you left when you went away
It's not fair to deny me
Of the cross i bear that you gave to me
You, you, you oughta know
------------------------------------------------------------
Bilmelisin ki çok mutluyum adına
Herşeyin en iyisini dilerim ikiniz için
O sanki benim eski halim,
Acaba sapkın mı benim gibi
Sinemada üfler mi aletini
Ya da belagatli mi?
Belki senden bebek istiyordur
Eminim harika bir anne olur
Ha çünkü verdiğin aşkımız,
Yok, yetmiyordu senin enginlere açılmana, hayır,
Ve onun adını andığın her an
Acaba bilir mi, bana, "saracağım seni sonsuza dek,
Ölene dek, ölene dek," dediğini
Ama gebermedin hala
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
Halin vaktin yerinde gibi, süt liman her şey
Senin kadar iyi değilim, bilmen gerekir diye düşündüm,
Yoksa unuttun mu beni iki yüzlü herif seni?
İstemezdim akşam yemeğinin ortasında rahatızlık vermeyi,
Ama ne çabuk yerimi doldurdun tokatıydı yüzüne aşk ettiğim
Acaba onu sikerken aklına geliyor muyum?
Ha çünkü verdiğin aşkımız,
Yok, yetmiyordu senin enginlere açılmana, hayır,
Ve onun adını andığın her an
Acaba bilir mi, bana, "saracağım seni sonsuza dek,
Ölene dek, ölene dek," dediğini
Ama gebermedin hala
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
Ha çünkü yatakta dalganı geçtiğin ben,
Öyle kaybolup gitmeyeceğim
Gözünü kapar kapamaz, biliyorsun bunu
Ve başkasının sırtına tırnaklarımı geçirdiğimde
Umarım hissedersin ... bir bak şimdi hissediyor musun?
İşte buradayım gör diye
Gidince ne halde bıraktın beni
Adil mi senden çektiğim çileyi
Adil mi alıp gitmen
Bil ne haldeyim
[Alanis Morissette] > You Learn Turkce cevirisi sarki sozleri
I recommend getting your heart trampled on to anyone
-senin kalbine girip birini ezmeğe önem veriyorum
I recommend walking around naked in your living room
-oturma odanda çıplak dolaşmaya önem veriyorum
Swallow it down
-yuttuyorum
It feels so good
-çok iyi hissediyor
Wait until the dust settles
-toz konana kadar bekle
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
I recommend getting your heart trampled on to anyone
-senin kalbine girip birini ezmeğe önem veriyorum
I recommend walking around naked in your living room
-oturma odanda çıplak dolaşmaya önem veriyorum
Swallow it down
-yuttuyorum
It feels so good
-çok iyi hissediyor
Wait until the dust settles
-toz konana kadar bekle
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
Wear it out
-eskit onu
Melt it down
-erit onu
The fire trucks are coming up around the bend
-ateş kamyonları gündeme geliyor virajın etrafında
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
-senin kalbine girip birini ezmeğe önem veriyorum
I recommend walking around naked in your living room
-oturma odanda çıplak dolaşmaya önem veriyorum
Swallow it down
-yuttuyorum
It feels so good
-çok iyi hissediyor
Wait until the dust settles
-toz konana kadar bekle
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
I recommend getting your heart trampled on to anyone
-senin kalbine girip birini ezmeğe önem veriyorum
I recommend walking around naked in your living room
-oturma odanda çıplak dolaşmaya önem veriyorum
Swallow it down
-yuttuyorum
It feels so good
-çok iyi hissediyor
Wait until the dust settles
-toz konana kadar bekle
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
Wear it out
-eskit onu
Melt it down
-erit onu
The fire trucks are coming up around the bend
-ateş kamyonları gündeme geliyor virajın etrafında
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
You live you learn
-öğrendiğini yaşarsın
You love you learn
-öğrendiğini seversin
You cry you learn
-öğrendiğine ağlarsın
You lose you learn
-öğrendiğini kaybedersin
You bleed you learn
-öğrendiğine kanarsın
You scream you learn
-öğrendiğine feryat edersin
[Alanis Morissette] > When We Meet Again Turkce cevirisi sarki sozleri
We said good-bye with so much left to say
-çok fazla terk etmeyi söylemek için hoşça kal dedik
We knew inside we'd find another way
-içten içe bir yol bulacağımızı bildik
We'll have it all, it's not too late to try
-biz ona olduğu gibi sahip çıkacağız, denemek için fazla geç değil
Maybe you and I could go from here
-belki beraber buradan gidebilirdik
Maybe you and I can make it, this time we'll...
-sen ve ben belki yapabiliriz, bu sefer yapacağız�
[NAKARAT]
Fall in love when we meet again
-yeniden karşılaştığımız zaman aşka düşerim
We can finish what we started
-başlattığımızı bitirebiliriz
Fall in love if we try again
-bir daha denersek aşka düşerim
And then nothing will keep us apart
-ve ozaman bizi hiçbirşey ayrı tutamaz
We're not the same as when we first began
-ilk başladığımız zaman gibi değiliz
We'll try to change, we'll take another chance
-değiştirmeyi deneyeceğiz, başka bir şans edineceğiz
Maybe you and I could work out
-belki idman yapabilirdik
Maybe you and I can make it, this time we'll...
-sen ve ben belki yapabiliriz, bu sefer yapacağız�
[NAKARAT]
I see your face, it's always on my mind
-yüzünü görüyorum, daima aklımda
A time and palace we almost left behind
-bir zamani ve sarayı neredeyse arkada bıraktık
This time we'll fall in, this time we'll...
-bu zaman düşeceğiz, bu zaman biz yapacağız�
[NAKARAT]
-çok fazla terk etmeyi söylemek için hoşça kal dedik
We knew inside we'd find another way
-içten içe bir yol bulacağımızı bildik
We'll have it all, it's not too late to try
-biz ona olduğu gibi sahip çıkacağız, denemek için fazla geç değil
Maybe you and I could go from here
-belki beraber buradan gidebilirdik
Maybe you and I can make it, this time we'll...
-sen ve ben belki yapabiliriz, bu sefer yapacağız�
[NAKARAT]
Fall in love when we meet again
-yeniden karşılaştığımız zaman aşka düşerim
We can finish what we started
-başlattığımızı bitirebiliriz
Fall in love if we try again
-bir daha denersek aşka düşerim
And then nothing will keep us apart
-ve ozaman bizi hiçbirşey ayrı tutamaz
We're not the same as when we first began
-ilk başladığımız zaman gibi değiliz
We'll try to change, we'll take another chance
-değiştirmeyi deneyeceğiz, başka bir şans edineceğiz
Maybe you and I could work out
-belki idman yapabilirdik
Maybe you and I can make it, this time we'll...
-sen ve ben belki yapabiliriz, bu sefer yapacağız�
[NAKARAT]
I see your face, it's always on my mind
-yüzünü görüyorum, daima aklımda
A time and palace we almost left behind
-bir zamani ve sarayı neredeyse arkada bıraktık
This time we'll fall in, this time we'll...
-bu zaman düşeceğiz, bu zaman biz yapacağız�
[NAKARAT]
[Alanis Morissette] > What If God Was One Of Us Turkce cevirisi sarki sozleri
If God had a name
-eğer tanrının bir adı olsaydı
What would it be?
-ne olurdu?
And would you call it to his face
-ve O�nun yüzüne adını söyler miydin?
If you were faced with him
-eğer O�nla karşı karşıya gelseydin
In all his glory
-O�nun bütün görkemiyle.
What would you ask
-O�na ne sorardın
If you had just one question?
-eğer sadece bir sorun olsaydı ?
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan..
If God had a face
-eğer tanrının bir yüzü olsaydı
What would it look like?
-ne gibi ( nasıl ) görünürdü?
And would you want to see
-ve görmek ister miydin
If seeing meant that you would have to believe
-görmek cennet gibi herşeye ve
In things like heaven and in Jesus and the saints and all the prophets?
-Hz İsa�ya , evliyalara ve bütün peygamberlere inanman gerektiği anlamına gelseydi?
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan.
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan
Back up to heaven all alone
-tamamen yalnız cennete dönüyor
Nobody callin' on the phone
-kimse O�nu telefonla aramıyor
�cept for the Pope maybe in Rome
-belki de Roma�daki Papa�nın dışında�
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan..
Like a holy rollin' stone
-eğri büyrü bir taş gibi
Back up to heaven all alone
-tamamen yalnız cennete dönüyor
Just trying to make his way home
-sadece evinin yolunda ilerlemeye çalışıyor
Nobody callin' on the phone
-kimse O�nu telefonla aramıyor
�cept for the Pope maybe in Rome
-belki de Roma�daki Papa�nın dışında�
-eğer tanrının bir adı olsaydı
What would it be?
-ne olurdu?
And would you call it to his face
-ve O�nun yüzüne adını söyler miydin?
If you were faced with him
-eğer O�nla karşı karşıya gelseydin
In all his glory
-O�nun bütün görkemiyle.
What would you ask
-O�na ne sorardın
If you had just one question?
-eğer sadece bir sorun olsaydı ?
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan..
If God had a face
-eğer tanrının bir yüzü olsaydı
What would it look like?
-ne gibi ( nasıl ) görünürdü?
And would you want to see
-ve görmek ister miydin
If seeing meant that you would have to believe
-görmek cennet gibi herşeye ve
In things like heaven and in Jesus and the saints and all the prophets?
-Hz İsa�ya , evliyalara ve bütün peygamberlere inanman gerektiği anlamına gelseydi?
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan.
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan
Back up to heaven all alone
-tamamen yalnız cennete dönüyor
Nobody callin' on the phone
-kimse O�nu telefonla aramıyor
�cept for the Pope maybe in Rome
-belki de Roma�daki Papa�nın dışında�
Yeah yeah God is great
-evet evet tanrı büyüktür
Yeah yeah God is good
-evet evet tanrı iyidir
Yeah yeah yeah yeah yeah
-evet evet evet evet evet
What if God was one of us?
-tanrı bizden biri olsaydı ?
Just a slob like one of us
-aynı içimizdeki hantal biri gibi
Just a stranger on the bus
-aynı otobusteki yabancı biri gibi
Trying to make his way home
-evinin yolunda ilerlemeye çalışan..
Like a holy rollin' stone
-eğri büyrü bir taş gibi
Back up to heaven all alone
-tamamen yalnız cennete dönüyor
Just trying to make his way home
-sadece evinin yolunda ilerlemeye çalışıyor
Nobody callin' on the phone
-kimse O�nu telefonla aramıyor
�cept for the Pope maybe in Rome
-belki de Roma�daki Papa�nın dışında�
[Alanis Morissette] > Uninvite Turkce cevirisi sarki sozleri
Like anyone would be
-birisi olacakmış gibi
I am flattered by your fascination with me
-beni büyülemenle memnun oldum
Like any hot-blooded woman
-ateşli bir kadın gibi
I have simply wanted an object to crave
-sadece can atması için bir şey istedim
But you, you're not allowed
Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
Must be strangely exciting
-acayip heycanlı olmalısın
To watch the stoic squirm
-sabırlı kıvranımı izlemek için
Must be somewhat heartening
-oldukça cesaret veren olman gerekiyor
To watch shepherd needing shepherd
-kılavuze ihtiyac duyan çobanları izlemek için
But you you're not allowed
-Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
Like any uncharted territory
-meçhul bir bölge gibi
I must seem greatly intriguing
-oldkça ilgi çeken biri gibi görünmeliyim
You speak of my love like
-sevgimin hoşlandıkalrını biliyorsun
You have experienced love like mine before
-daha önce benim ki gibi aşk geçirdin
But you you're not allowed
-Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
-birisi olacakmış gibi
I am flattered by your fascination with me
-beni büyülemenle memnun oldum
Like any hot-blooded woman
-ateşli bir kadın gibi
I have simply wanted an object to crave
-sadece can atması için bir şey istedim
But you, you're not allowed
Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
Must be strangely exciting
-acayip heycanlı olmalısın
To watch the stoic squirm
-sabırlı kıvranımı izlemek için
Must be somewhat heartening
-oldukça cesaret veren olman gerekiyor
To watch shepherd needing shepherd
-kılavuze ihtiyac duyan çobanları izlemek için
But you you're not allowed
-Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
Like any uncharted territory
-meçhul bir bölge gibi
I must seem greatly intriguing
-oldkça ilgi çeken biri gibi görünmeliyim
You speak of my love like
-sevgimin hoşlandıkalrını biliyorsun
You have experienced love like mine before
-daha önce benim ki gibi aşk geçirdin
But you you're not allowed
-Ama sen, bırakılmadın
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
You're uninvited
-davet edilmemişsin
An unfortunate slight
-talihsiz küçük
[Alanis Morissette] > Thank You Turkce cevirisi sarki sozleri
how �bout getting off these antibiotics
-bu antibiyotikleri bırakmaya ne dersin
how �bout stopping eating when I'm full up
-doyduğumda yemeği bırakmaya ne dersin
how �bout them transparent dangling carrots
-onların şeffaf havuç sarkıtmasına ne dersin?
how �bout that ever elusive Kudo
-su asla ele geçmez kudo�ya ne dersin
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
how �bout me not blaming you for everything
-herşeyden beni sorumlu tutmamaya ne dersin
how �bout me enjoying the moment for once
-bir kez olsun eğlenmeye ne dersin
how �bout how good it feels to finally forgive you
-affetmenin sonunda nekadar iyi hissettirdiğini bilir misin?
how �bout grieving it all one at a time
-bir kere acı çekmeye ne der
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
the moment I let go of it was the moment
-ozaman benim ona izin verdiğim andı
I got more than I could handle
-taşıyabileğimden fazlasını aldım
the moment I jumped off of it
-bir ara ondna kötü atladım
was the moment I touched down
-ve yere değidim
how �bout no longer being masochistic
-daha fazla mazoşist olmamaya ne dersin?
how �bout remembering your divinity
-maneviyatını hatırlamaya ne derasin
how �bout unabashedly bawling your eyes out
-dışarıya bakıp yüzsüzce haykırmaya ne dersin
how �bout not equating death with stopping
-bitişle ölümü aynı kefeye koymamaya ne dersin?
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
-bu antibiyotikleri bırakmaya ne dersin
how �bout stopping eating when I'm full up
-doyduğumda yemeği bırakmaya ne dersin
how �bout them transparent dangling carrots
-onların şeffaf havuç sarkıtmasına ne dersin?
how �bout that ever elusive Kudo
-su asla ele geçmez kudo�ya ne dersin
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
how �bout me not blaming you for everything
-herşeyden beni sorumlu tutmamaya ne dersin
how �bout me enjoying the moment for once
-bir kez olsun eğlenmeye ne dersin
how �bout how good it feels to finally forgive you
-affetmenin sonunda nekadar iyi hissettirdiğini bilir misin?
how �bout grieving it all one at a time
-bir kere acı çekmeye ne der
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
the moment I let go of it was the moment
-ozaman benim ona izin verdiğim andı
I got more than I could handle
-taşıyabileğimden fazlasını aldım
the moment I jumped off of it
-bir ara ondna kötü atladım
was the moment I touched down
-ve yere değidim
how �bout no longer being masochistic
-daha fazla mazoşist olmamaya ne dersin?
how �bout remembering your divinity
-maneviyatını hatırlamaya ne derasin
how �bout unabashedly bawling your eyes out
-dışarıya bakıp yüzsüzce haykırmaya ne dersin
how �bout not equating death with stopping
-bitişle ölümü aynı kefeye koymamaya ne dersin?
thank you india
-teşekkürler hindistan
thank you terror
-teşekkürler terör
thank you disillusionment
-teşekkürler gözüm açıldı
thank you frailty
-teşekkürler zayıflık
thank you consequence
-teşekkürler sonuç
thank you thank you silence
-teşekkürler sana teşekkürler sessizlik
[Alanis Morissette] > Still Turkce cevirisi sarki sozleri
I am the harm which you inflict.
-ben,senin yüklediğin bir zararım
I am your brilliance and frustration.
-ben senin ışıltın ve hüsranınım
I'm the nuclear bombs if they're hit.
-senin nükleer bombalarınım eğer onlar vurulansa
I am your immaturity and your indignance.
-ben senin oldunlaşmamışınım ve senin kızgınınım
I am your misfits and your praised.
-ben senin uygunsuz kimsenim ve senin şükranınım
I am your doubt and your conviction.
-Ben, senin şüphen ve senin mahkumiyetinim.
I am your charity and your rape.
-ben senin iyiliğinim ve senin kolzanım
I am your grasping and expectation.
- Ben, senin açıksözlün ve beklentinim
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I am your joy and your regret.
-ben senin jeşen ve üzüntünüm
I am your fury and your elation.
-ben senin şiddetin ve gururunum
I am your yearning and your sweat.
-ben senin özleminim ve senin terinim
I am your faithless and your religion.
-Ben, senin güvenilmezim ve imanınım
I see you altering history.
-tarihi değiştirdiğini görüyorum
I see you abusing the land.
-karayı kötü kullandığını görüyorum
I see you, your selective amnesia,
-seni görüyorum. Senin ayıran amnezi
And I love you still.
-ve sen, hala seviyorum
And I love you still.
-ve sen, hala seviyorum
Haaaaaaaaahh
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you altering history.
-tarihi değiştirdiğini görüyorum
I see you abusing the land.
-karayı kötü kullandığını görüyorum
I see you, your selective amnesia,
-seni görüyorum. Senin ayıran amnezi
And I love you still.
-seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I am your tragedy and your fortune.
-ben senin faianım ve senin şansınım
I am your crisis and delight.
-senin krizinim ve zevkinim
I am your profits and your prophets.
-senin kazancınım ve senin kahininim
I am your art, I am your vice.
-senin sanatınım, ve ahlaksızlığınım
I am your death and your decisions.
-senin ölümünüm ve kararınım
I am your passion and your plight.
-ihtirasınım ve kötü durumunum
I am your sickness and convalescence.
-hastalığınım ve nekadetinim
I am your weapons and your light.
-senin silahınım ve ışığınım
I see you holding your grudges.
-kinine sarıldığını görüyorum
I see you gunning them down.
-onları topladığını görüyorum
I see you silencing your sisters,
-kız kardeşini susturduğunu görüyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you lie to your country.
-ülkene yalan söylediğini görüyorum
I see you forcing them out.
-onları zorladığını görüyorum
I see you blaming each other,
-herbirini suçladığını görüyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
Haaaaaaaahh
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you.
-seni görüyorum
-ben,senin yüklediğin bir zararım
I am your brilliance and frustration.
-ben senin ışıltın ve hüsranınım
I'm the nuclear bombs if they're hit.
-senin nükleer bombalarınım eğer onlar vurulansa
I am your immaturity and your indignance.
-ben senin oldunlaşmamışınım ve senin kızgınınım
I am your misfits and your praised.
-ben senin uygunsuz kimsenim ve senin şükranınım
I am your doubt and your conviction.
-Ben, senin şüphen ve senin mahkumiyetinim.
I am your charity and your rape.
-ben senin iyiliğinim ve senin kolzanım
I am your grasping and expectation.
- Ben, senin açıksözlün ve beklentinim
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I am your joy and your regret.
-ben senin jeşen ve üzüntünüm
I am your fury and your elation.
-ben senin şiddetin ve gururunum
I am your yearning and your sweat.
-ben senin özleminim ve senin terinim
I am your faithless and your religion.
-Ben, senin güvenilmezim ve imanınım
I see you altering history.
-tarihi değiştirdiğini görüyorum
I see you abusing the land.
-karayı kötü kullandığını görüyorum
I see you, your selective amnesia,
-seni görüyorum. Senin ayıran amnezi
And I love you still.
-ve sen, hala seviyorum
And I love you still.
-ve sen, hala seviyorum
Haaaaaaaaahh
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you altering history.
-tarihi değiştirdiğini görüyorum
I see you abusing the land.
-karayı kötü kullandığını görüyorum
I see you, your selective amnesia,
-seni görüyorum. Senin ayıran amnezi
And I love you still.
-seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I am your tragedy and your fortune.
-ben senin faianım ve senin şansınım
I am your crisis and delight.
-senin krizinim ve zevkinim
I am your profits and your prophets.
-senin kazancınım ve senin kahininim
I am your art, I am your vice.
-senin sanatınım, ve ahlaksızlığınım
I am your death and your decisions.
-senin ölümünüm ve kararınım
I am your passion and your plight.
-ihtirasınım ve kötü durumunum
I am your sickness and convalescence.
-hastalığınım ve nekadetinim
I am your weapons and your light.
-senin silahınım ve ışığınım
I see you holding your grudges.
-kinine sarıldığını görüyorum
I see you gunning them down.
-onları topladığını görüyorum
I see you silencing your sisters,
-kız kardeşini susturduğunu görüyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you lie to your country.
-ülkene yalan söylediğini görüyorum
I see you forcing them out.
-onları zorladığını görüyorum
I see you blaming each other,
-herbirini suçladığını görüyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
Haaaaaaaahh
I see you averting your glances.
-senin bakışlarını önlerken seni görürüm
I see you cheering on the war.
-savaşta alkışalrken seni görürüm
I see you ignoring your children,
-ve ben senin çocuklarını görmemezlikten gelirken seni görürüm
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
And I love you still.
-ve seni hala seviyorum
I see you.
-seni görüyorum
[Alanis Morissette] > So Pure Turkce cevirisi sarki sozleri
you from new york you are so relevant
-newyork�tansın ve konu ile çok ilgilisin
you reduce me to cosmic tears
-beni komik göz yaşlarına indirme
luminous more so than most anyone
-aydınlık bir çoğundan daha fazla
unapologetically alive knot in my stomach
-özür diler gibi benim karın ağrımı düğümler
and lump in my throat
-ve boğazıam dayanır
I love you when you dance when you freestyle in
trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
supposed former infatuation junkie
-önceki kara sevda eroinmanına inandım
I sink three pointers and you wax poetically
-üç işareti batırdım ve şiirsel bir şekilde mumladın
I love you when you dance when you freestyle in
Trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
let's grease the wheel over tea
-haydi, çayın üzerinde tekerleği yağlayalım
let's discuss things in confidence
-haydi, güven olayını tartışalım
let's be outspoken let's be ridiculous
-haydi, açıksözlü olalım, haydi, komik olalım
let's solve the world's problems
-haydi, dünya meselelerini çözelim
I love you when you dance when you freestyle in
Trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
-newyork�tansın ve konu ile çok ilgilisin
you reduce me to cosmic tears
-beni komik göz yaşlarına indirme
luminous more so than most anyone
-aydınlık bir çoğundan daha fazla
unapologetically alive knot in my stomach
-özür diler gibi benim karın ağrımı düğümler
and lump in my throat
-ve boğazıam dayanır
I love you when you dance when you freestyle in
trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
supposed former infatuation junkie
-önceki kara sevda eroinmanına inandım
I sink three pointers and you wax poetically
-üç işareti batırdım ve şiirsel bir şekilde mumladın
I love you when you dance when you freestyle in
Trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
let's grease the wheel over tea
-haydi, çayın üzerinde tekerleği yağlayalım
let's discuss things in confidence
-haydi, güven olayını tartışalım
let's be outspoken let's be ridiculous
-haydi, açıksözlü olalım, haydi, komik olalım
let's solve the world's problems
-haydi, dünya meselelerini çözelim
I love you when you dance when you freestyle in
Trance
-seni serbestce trans halinde dans ederken seviyorum
so pure such an expression
-yüz ifaden kadar katıksız
[Alanis Morissette] > Perfect Turkce cevirisi sarki sozleri
Sometimes is never quite enough
-bazen oldukça yeterli olmuyor
If you're flawless, then you'll win my love
-kusursuzsan, ozaman sevgimi kazanacaksın
Don't forget to win first place
-kazanmak için ilk yeri unutma
Don't forget to keep that smile on your face
-yüzündeki bu tebessümü saklamayı unutma
Be a good boy
-iyi çocuk ol
Try a little harder
-biraz daha zorunu dene
You've got to measure up
-sen uygun olmalısın
And make me prouder
-beni daha şerefli yap
How long before you screw it up
-kaç zaman önce kazıkladın
How many times do I have to tell you to hurry up
-kaç kere sana acele etmeni söylemek zorundayım
With everything I do for you
-herşeyişeyi senin için yapıyorum
The least you can do is keep quiet
-en azındna sakin tutmayı başarabilrisin
Be a good girl
-iyi bir çocuk ol
You've to try a little harder
-biraz daha zorunu denemelisin
That simply wasn't good enough
-gerçekten yeteri kadar iyi değildi
To make us proud
-bizi onurlandıracak kadar
I'll live through you
-senin sayende yaşayacağım
I'll make you what I never was
-olmadıkalrımı yapacağım
If you're the best, then maybe so am I
-eğer en iyisiysen, ozaman belki ben
Compared to him you compared to her
-onu(erkek) kıyasladım sen de onu(kız)kıyasladın
You'll make up for what I blew
-uçurduğumu yapacaksın
What's the problem...why are you crying
-sorun nedir�neden ağlıyorsun
Be a good boy
-iyi çocuk ol
Push a little farther now
That wasn't fast enough
To make us happy
We'll love you just the way you are
If you're perfect
-bazen oldukça yeterli olmuyor
If you're flawless, then you'll win my love
-kusursuzsan, ozaman sevgimi kazanacaksın
Don't forget to win first place
-kazanmak için ilk yeri unutma
Don't forget to keep that smile on your face
-yüzündeki bu tebessümü saklamayı unutma
Be a good boy
-iyi çocuk ol
Try a little harder
-biraz daha zorunu dene
You've got to measure up
-sen uygun olmalısın
And make me prouder
-beni daha şerefli yap
How long before you screw it up
-kaç zaman önce kazıkladın
How many times do I have to tell you to hurry up
-kaç kere sana acele etmeni söylemek zorundayım
With everything I do for you
-herşeyişeyi senin için yapıyorum
The least you can do is keep quiet
-en azındna sakin tutmayı başarabilrisin
Be a good girl
-iyi bir çocuk ol
You've to try a little harder
-biraz daha zorunu denemelisin
That simply wasn't good enough
-gerçekten yeteri kadar iyi değildi
To make us proud
-bizi onurlandıracak kadar
I'll live through you
-senin sayende yaşayacağım
I'll make you what I never was
-olmadıkalrımı yapacağım
If you're the best, then maybe so am I
-eğer en iyisiysen, ozaman belki ben
Compared to him you compared to her
-onu(erkek) kıyasladım sen de onu(kız)kıyasladın
You'll make up for what I blew
-uçurduğumu yapacaksın
What's the problem...why are you crying
-sorun nedir�neden ağlıyorsun
Be a good boy
-iyi çocuk ol
Push a little farther now
That wasn't fast enough
To make us happy
We'll love you just the way you are
If you're perfect
[Alanis Morissette] > Jealous Turkce cevirisi sarki sozleri
Make sure she's alright
-süphesiz iyidir
She just can't wait to party
-sadece parti beklemiyor
She'll make it looks so easy
-başaracak çok kolay görünüyor
Why won't you listen to me
-neden beni dinlemeyeceksin
Yeah
-evet
Jealousy-some girls have it rough oh baby
Bazı kıskanç kızlar pürüze sahipler oh bebek
Loyalty-why is that so tough, the trust is gone
-sadakat-külhanbeyi neden güveni bitmiş olandır?
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
Jealous-it's no fallacy
-kıskanç-yanlış fikir değil
Jealous-she doesn't trust you much
-kıskanç-o sana çok güvenmiyor
Suspicious-so baby can't you see that girl?
-kuşkulu-böylece göremiyor musun kızı?
don't trust you much make sure she's alright
-sana fazla güvenmiyorum süphesiz iyidir.
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
-süphesiz iyidir
She just can't wait to party
-sadece parti beklemiyor
She'll make it looks so easy
-başaracak çok kolay görünüyor
Why won't you listen to me
-neden beni dinlemeyeceksin
Yeah
-evet
Jealousy-some girls have it rough oh baby
Bazı kıskanç kızlar pürüze sahipler oh bebek
Loyalty-why is that so tough, the trust is gone
-sadakat-külhanbeyi neden güveni bitmiş olandır?
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
Jealous-it's no fallacy
-kıskanç-yanlış fikir değil
Jealous-she doesn't trust you much
-kıskanç-o sana çok güvenmiyor
Suspicious-so baby can't you see that girl?
-kuşkulu-böylece göremiyor musun kızı?
don't trust you much make sure she's alright
-sana fazla güvenmiyorum süphesiz iyidir.
Jealous don't you know your girl is jealous
-kıskanç, senin kızın kıskanç olduğunu bilmiyor musun?
She can't help but be suspicious
-yardım edemez fakat kuşkulu olabilir.
Can't you see, that girl is jealous
-kızın kıskanç olduğunu göremiyor musun?
So better make it right
-böylece daha iyi doğrular.
[Alanis Morissette] > Ironic Turkce cevirisi sarki sozleri
An old man turned ninety-eight
Doksan sekiz yaşına basmış bir adam
He won the lottery and died the next day
Lotoyu kazandı ve sonraki gün öldü
It's a black fly in your Chardonnay
Bu beyaz şarabında bir kara sinektir
It's a death row pardon two minutes too late
Bu iki dakika gecikmiş idam affıdır
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de?
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Mr. Play It Safe was afraid to fly
Bay Tedbirli uçmaya korkuyordu
He packed his suitcase and kissed his kids goodbye
Valizini hazırladı ve çocuklarına elveda öpücüğü verdi
He waited his whole damn life to take that flight
Tüm kahrolası hayatı boyunca bu uçuşu beklemişti
And as the plane crashed down he thought
Ve uçak düşerken şöyle düşündü:
'Well isn't this nice...'
'Ne kadar güzel değil mi'
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de?
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Well life has a funny way of sneaking up on you
Hayatın tuhaf bir hissettirmeden yanına sokulma tarzı var
When you think everything's okay and everything's going right
Herkesin iyi ve her şeyin yolunda olduğunu düşündüğün zaman
And life has a funny way of helping you out when
Ve hayatın tuhaf bir yardım etme tarzı var
You think everything's gone wrong and everything blows up in your face
Her şeyin ters gittiğini düşündüğün ve her şey yüzünde patladığı zaman
A traffic jam when you're already late
Sen zaten gecikmişkenki trafik sıkışıklığı
A no-smoking sign on your cigarette break
Sigara molandaki sigara içilmez levhası
It's like ten thousand spoons when all you need is a knife
Bu tek ihtiyacın olan bir bıçakken on bin tane kaşık gibidir
It's meeting the man of my dreams
Bu hayallerinin erkeğiyle yanışmaktır
And then meeting his beautiful wife
Ve sonra da onun güzek eşiyle
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de
A little too ironic...and yeah I really do think...
Birazcık fazla ironik...kesinlikle böyle düşünüyorum...
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Life has a funny way of sneaking up on you
Hayatın tuhaf bir hissettirmeden yanına sokulma tarzı var
Life has a funny, funny way of helping you out
Hayatın tuhaf, tuhaf bir yardım etme tarzı var
Helping you out
Yardım etme
Doksan sekiz yaşına basmış bir adam
He won the lottery and died the next day
Lotoyu kazandı ve sonraki gün öldü
It's a black fly in your Chardonnay
Bu beyaz şarabında bir kara sinektir
It's a death row pardon two minutes too late
Bu iki dakika gecikmiş idam affıdır
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de?
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Mr. Play It Safe was afraid to fly
Bay Tedbirli uçmaya korkuyordu
He packed his suitcase and kissed his kids goodbye
Valizini hazırladı ve çocuklarına elveda öpücüğü verdi
He waited his whole damn life to take that flight
Tüm kahrolası hayatı boyunca bu uçuşu beklemişti
And as the plane crashed down he thought
Ve uçak düşerken şöyle düşündü:
'Well isn't this nice...'
'Ne kadar güzel değil mi'
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de?
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Well life has a funny way of sneaking up on you
Hayatın tuhaf bir hissettirmeden yanına sokulma tarzı var
When you think everything's okay and everything's going right
Herkesin iyi ve her şeyin yolunda olduğunu düşündüğün zaman
And life has a funny way of helping you out when
Ve hayatın tuhaf bir yardım etme tarzı var
You think everything's gone wrong and everything blows up in your face
Her şeyin ters gittiğini düşündüğün ve her şey yüzünde patladığı zaman
A traffic jam when you're already late
Sen zaten gecikmişkenki trafik sıkışıklığı
A no-smoking sign on your cigarette break
Sigara molandaki sigara içilmez levhası
It's like ten thousand spoons when all you need is a knife
Bu tek ihtiyacın olan bir bıçakken on bin tane kaşık gibidir
It's meeting the man of my dreams
Bu hayallerinin erkeğiyle yanışmaktır
And then meeting his beautiful wife
Ve sonra da onun güzek eşiyle
And isn't it ironic...dontcha think
Ve bu ironik değil mi...sence de
A little too ironic...and yeah I really do think...
Birazcık fazla ironik...kesinlikle böyle düşünüyorum...
It's like rain on your wedding day
Bu düğün gününde yağmur yağması gibidir
It's a free ride when you've already paid
Sen paranı ödedikten sonraki bedava gezidir
It's the good advice that you just didn't take
Bu dinlemeyip geçtiğin iyi tavsiyedir
Who would've thought...it figures
İşe yarayacağını kim düşünürdü ki
Life has a funny way of sneaking up on you
Hayatın tuhaf bir hissettirmeden yanına sokulma tarzı var
Life has a funny, funny way of helping you out
Hayatın tuhaf, tuhaf bir yardım etme tarzı var
Helping you out
Yardım etme
[Alanis Morissette] > I'm A Bitch, I'm A Lover Turkce cevirisi sarki sozleri
I hate the world today
-bugün dünyadan nefret ediyorum
You're so good to me
-bence çok iyisin
I know but I can't change
-biliyorum ancak değiştiremem
tried to tell you but you look at me like maybe I'm an angelunder neath
-sana söylemeyi denedim ama bana belki bir melek yönetimindeymişim gibi baktın.
innocent and sweet
-masum ve tatlı
Yesterday I cried
-dün ağladım
You must have been relieved to see the softer side
-daha yumuşak tarafı gördüğün için rahatlamış olmalısın.
I can understand how you'd be so confused
-senin nasıl şaşıracak olduğunu anlayabilirim
I don't envy you
-seni kıskanmıyorum
I'm a little bit of everything
-ben herşeyden ufak bir parçayım
all rolled into one�
-bütün tekerlemeler birine�
Nakarat
I'm a bitch, I'm a lover
-bir orospuyum, bir seks arkadaşıyım
I'm a child, I'm a mother
-bir çocuğum, bir anneyim
I'm a sinner, I'm a saint
-bir günahkarım, bir ermişim
I do not feel ashamed !
-utanmıyorum!
I'm your hell, I'm your dream
-cehenneminim, rüyanım
I'm nothing in between
-arasında bir şey değilim
You know you wouldn't want it any other way
-biliyorsun onu başka bir tarafta istemezdin
So take me as I am
-buyüzden beni olduğum gibi kabullen
This may mean you'll have to be a stronger man
-bu senin daha güçlü bir erkek olman gerekecei anlamına gelebilir.
Rest assured that when I start to make you nervous
-seni ünlü yapmaya başladığımda kendine güven
and I'm going to extremes
-ve en uzak noktaya & son dereceye gidiyorum
tomorrow I will change
-yarın değişeceğim
and today won't mean a thing !
-ve bugün bir şey ifade etmeyecek !
Nakarat
Just when you think you've got me figured out
-beni anladığını düşündüğün anda
the season's already changing
-zaman çoktan değişimeye başlamıştır
I think it's cool you do what you do
-bence yaptığın şey çok iyi
and don't try to save me !
-ve beni kurtarmaya çalışma !
Nakarat
I'm a bitch, I'm a tease
-bir orospuyum, alaycıyım
I'm a goddess on my knees
-dizlerimin üstünde bir tanrıçayım
when you hurt, when you suffer
-kırdığında, kötüye gittiğinde
I'm your angel undercover
-ben senin gizli meleğinim
I've been numbed, I'm revived
-uyuşturuldum, canlandım
can't say I'm not alive
-canlı olduğumu söyleyemem
You know I wouldn't want it any other way
-biliyorsun onu başka bir tarafta istemezdin
-bugün dünyadan nefret ediyorum
You're so good to me
-bence çok iyisin
I know but I can't change
-biliyorum ancak değiştiremem
tried to tell you but you look at me like maybe I'm an angelunder neath
-sana söylemeyi denedim ama bana belki bir melek yönetimindeymişim gibi baktın.
innocent and sweet
-masum ve tatlı
Yesterday I cried
-dün ağladım
You must have been relieved to see the softer side
-daha yumuşak tarafı gördüğün için rahatlamış olmalısın.
I can understand how you'd be so confused
-senin nasıl şaşıracak olduğunu anlayabilirim
I don't envy you
-seni kıskanmıyorum
I'm a little bit of everything
-ben herşeyden ufak bir parçayım
all rolled into one�
-bütün tekerlemeler birine�
Nakarat
I'm a bitch, I'm a lover
-bir orospuyum, bir seks arkadaşıyım
I'm a child, I'm a mother
-bir çocuğum, bir anneyim
I'm a sinner, I'm a saint
-bir günahkarım, bir ermişim
I do not feel ashamed !
-utanmıyorum!
I'm your hell, I'm your dream
-cehenneminim, rüyanım
I'm nothing in between
-arasında bir şey değilim
You know you wouldn't want it any other way
-biliyorsun onu başka bir tarafta istemezdin
So take me as I am
-buyüzden beni olduğum gibi kabullen
This may mean you'll have to be a stronger man
-bu senin daha güçlü bir erkek olman gerekecei anlamına gelebilir.
Rest assured that when I start to make you nervous
-seni ünlü yapmaya başladığımda kendine güven
and I'm going to extremes
-ve en uzak noktaya & son dereceye gidiyorum
tomorrow I will change
-yarın değişeceğim
and today won't mean a thing !
-ve bugün bir şey ifade etmeyecek !
Nakarat
Just when you think you've got me figured out
-beni anladığını düşündüğün anda
the season's already changing
-zaman çoktan değişimeye başlamıştır
I think it's cool you do what you do
-bence yaptığın şey çok iyi
and don't try to save me !
-ve beni kurtarmaya çalışma !
Nakarat
I'm a bitch, I'm a tease
-bir orospuyum, alaycıyım
I'm a goddess on my knees
-dizlerimin üstünde bir tanrıçayım
when you hurt, when you suffer
-kırdığında, kötüye gittiğinde
I'm your angel undercover
-ben senin gizli meleğinim
I've been numbed, I'm revived
-uyuşturuldum, canlandım
can't say I'm not alive
-canlı olduğumu söyleyemem
You know I wouldn't want it any other way
-biliyorsun onu başka bir tarafta istemezdin
[Alanis Morissette] > Hand In My Pocket Turkce cevirisi sarki sozleri
I'm broke but I'm happy
-kırıldım ama mutluyum
I'm poor but I'm kind
-fakirim ama sevecenim
I'm short but I'm healthy, yeah
-kısayım ama sağlıklıyım
I'm high but I'm grounded
-uluyum ama karaya vurdum
I'm sane but I'm overwhelmed
-mantıklıyım ama bastırıldım
I'm lost but I'm hopeful baby
-yitirildim ama umutluyum bebek
What it all comes down to
- hepsi neye geldi
Is that everything's gonna be fine fine fine
-herşey iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is giving a high five
-ve diğeri yüksek beşi çeviriyor
I feel drunk but I'm sober
-içmiş hissediyorum ama ayığım
I'm young and I'm underpaid
-gencim ama az ödenirim
I'm tired but I'm working, yeah
-yorgunum ama çalışıyorum, evet
I care but I'm restless
-ilgi duyarım ama kıpır kıpırım
I'm here but I'm really gone
-buradayım ama gerçekten uyuşmuşum
I'm wrong and I'm sorry baby
-haksızım ve üzgünüm bebek
What it all comes down to
-hepsi neye geldi
Is that everything's gonna be quite alright
-herşey tamamen iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is flicking a cigarette
-ve diğeri sigaraya fisfe vuruyor
And what it all comes down to
-hepsi neye geldi
Is that I haven't got it all figured out just yet
-o tam olarak yerinde anlatamadığım mı?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is giving the peace sign
-ve diğeri barış işareti yapıyor
I'm free but I'm focused
-özgürüm ama ilgi odağıyım
I'm green but I'm wise
-deneyimsizim ama akıllıyım
I'm hard but I'm friendly baby
-sertim ama arkadaşcanlısıyım bebek
I'm sad but I'm laughing
-üzgünüm ama gülüyorum
I'm brave but I'm chickenshit
-cesurum ama tavuk b*kuyum
I'm sick but I'm pretty baby
-hastayım ama çekiciyim bebek
And what it all boils down to
-hepsi neye geldi
Is that no one's really got it figured out just yet
-o tam olarak yerinde anlatamadığım mı?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is playing the piano
Ve diğeri piano çalıyor
And what it all comes down to my friends
-ve bütünüyle arkadaşlarıma gelen nedir?
Is that everything's just fine fine fine
-herşey iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is hailing a taxi cab
-ve diğeri taksiye sesleniyor
-kırıldım ama mutluyum
I'm poor but I'm kind
-fakirim ama sevecenim
I'm short but I'm healthy, yeah
-kısayım ama sağlıklıyım
I'm high but I'm grounded
-uluyum ama karaya vurdum
I'm sane but I'm overwhelmed
-mantıklıyım ama bastırıldım
I'm lost but I'm hopeful baby
-yitirildim ama umutluyum bebek
What it all comes down to
- hepsi neye geldi
Is that everything's gonna be fine fine fine
-herşey iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is giving a high five
-ve diğeri yüksek beşi çeviriyor
I feel drunk but I'm sober
-içmiş hissediyorum ama ayığım
I'm young and I'm underpaid
-gencim ama az ödenirim
I'm tired but I'm working, yeah
-yorgunum ama çalışıyorum, evet
I care but I'm restless
-ilgi duyarım ama kıpır kıpırım
I'm here but I'm really gone
-buradayım ama gerçekten uyuşmuşum
I'm wrong and I'm sorry baby
-haksızım ve üzgünüm bebek
What it all comes down to
-hepsi neye geldi
Is that everything's gonna be quite alright
-herşey tamamen iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is flicking a cigarette
-ve diğeri sigaraya fisfe vuruyor
And what it all comes down to
-hepsi neye geldi
Is that I haven't got it all figured out just yet
-o tam olarak yerinde anlatamadığım mı?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is giving the peace sign
-ve diğeri barış işareti yapıyor
I'm free but I'm focused
-özgürüm ama ilgi odağıyım
I'm green but I'm wise
-deneyimsizim ama akıllıyım
I'm hard but I'm friendly baby
-sertim ama arkadaşcanlısıyım bebek
I'm sad but I'm laughing
-üzgünüm ama gülüyorum
I'm brave but I'm chickenshit
-cesurum ama tavuk b*kuyum
I'm sick but I'm pretty baby
-hastayım ama çekiciyim bebek
And what it all boils down to
-hepsi neye geldi
Is that no one's really got it figured out just yet
-o tam olarak yerinde anlatamadığım mı?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is playing the piano
Ve diğeri piano çalıyor
And what it all comes down to my friends
-ve bütünüyle arkadaşlarıma gelen nedir?
Is that everything's just fine fine fine
-herşey iyi olacak mıdır?
I've got one hand in my pocket
-bir elim cebimde
And the other one is hailing a taxi cab
-ve diğeri taksiye sesleniyor
[Alanis Morissette] > Fate Stay With Me Turkce cevirisi sarki sozleri
Fate Stay With Me"
[NAKARAT]
Oh, Please
-oh lütfen
Fate stay with me, and guide me along my way
-kaderim benimle duruyor, ve bütün yol boyunca bana yol gösteriyor
There has been so many problems
-birçok problem oldu
So please stay, please, stay
-buyüzden lütfen kal, lütfen, kal
Fate stay with me, will you help me on my way
-kaderim beninle duruyor, bana kendi yolumda yardım edecek misin?
Will you end my troubles
-sorunalrımı bitirece misin?
Will you please stay, please...
-lütfen kalacak mısın? lütfen�
I wanted money and hope and
-para ve umut ve
A dream to carry me forever
-bir rüya istedim beni sonsuza getirecek
This is all the hope I got left
-bütün umutlarımı terk ettim
Help me to get it together, now
-şimdi, onları birleştirmem için bana yardım et
I can sing or act or dance but I still won't get far
-şarkı söyleyebilirim yada oynayabilriim yada dans edebilirim ama ama hala uzakta olmayacağım
Unless you help me please to be a big star
-eğer bana büyük bir yıldız olmam için yardım etmezsen
[NAKARAT]
I don't want to be a queen, no
-kralice olmak istemiyorum, hayır
Or a princess with all my jewels, oh
-yada bütün değerli taşlarımla bir prenses
If you could guide me
-eğer bana yol gösterebilseydin
And you could help me
-ve bana yardım edebilirdin
but don't go too far, I just want to be a star
-ama çok uzaklaşma, sadece bir yıldız olmak iztiyorum
[NAKARAT]
Yes guide me
-evet bana yol göster
Forever guide me
-herzaman yol göster
Will you stay with me and guide me along the way
-benimle kalıp bana yol bayunca rehberlik edecek misin?
If I succeed because of you, fate my friend
-seninle başarıya ulaştıysam, kaderim arkadaşım
I'll be so happy
-çok mutlu olacağım
[NAKARAT]
[NAKARAT]
Oh, Please
-oh lütfen
Fate stay with me, and guide me along my way
-kaderim benimle duruyor, ve bütün yol boyunca bana yol gösteriyor
There has been so many problems
-birçok problem oldu
So please stay, please, stay
-buyüzden lütfen kal, lütfen, kal
Fate stay with me, will you help me on my way
-kaderim beninle duruyor, bana kendi yolumda yardım edecek misin?
Will you end my troubles
-sorunalrımı bitirece misin?
Will you please stay, please...
-lütfen kalacak mısın? lütfen�
I wanted money and hope and
-para ve umut ve
A dream to carry me forever
-bir rüya istedim beni sonsuza getirecek
This is all the hope I got left
-bütün umutlarımı terk ettim
Help me to get it together, now
-şimdi, onları birleştirmem için bana yardım et
I can sing or act or dance but I still won't get far
-şarkı söyleyebilirim yada oynayabilriim yada dans edebilirim ama ama hala uzakta olmayacağım
Unless you help me please to be a big star
-eğer bana büyük bir yıldız olmam için yardım etmezsen
[NAKARAT]
I don't want to be a queen, no
-kralice olmak istemiyorum, hayır
Or a princess with all my jewels, oh
-yada bütün değerli taşlarımla bir prenses
If you could guide me
-eğer bana yol gösterebilseydin
And you could help me
-ve bana yardım edebilirdin
but don't go too far, I just want to be a star
-ama çok uzaklaşma, sadece bir yıldız olmak iztiyorum
[NAKARAT]
Yes guide me
-evet bana yol göster
Forever guide me
-herzaman yol göster
Will you stay with me and guide me along the way
-benimle kalıp bana yol bayunca rehberlik edecek misin?
If I succeed because of you, fate my friend
-seninle başarıya ulaştıysam, kaderim arkadaşım
I'll be so happy
-çok mutlu olacağım
[NAKARAT]
[Alanis Morissette] > Everything Turkce cevirisi sarki sozleri
I can be an asshole of the grandest kind
-ben görkemli birinin g*tdeliği olabilirim
I can withhold like it's going out of style
-stilin dışına gider gibi saklayabilirim
I can be the moodiest baby and you've never met anyone
-en kaprisli bebek olabilirim ve asla başkasıyla tanışmazsın
Who is as negative as I am sometimes
-kim benim bazı zamanlarda olduğum gibi negetiftir?
I am the wisest woman you've ever met.
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en akıllı kadınım
I am the kindest soul with whom you've connected.
-ben seninle baglantı kurmuş en sevecen ruhum.
I have the bravest heart that you've ever seen
-bende senin şimdiye kadar gördüğün en cesur kalp var
And you've never met anyone
-ve sen kimseyi tanımadın
Who's as positive as I am sometimes.
-kim benim bazı zamanalrda odluğum gibi pozitiftir?
You see everything, you see every part
-herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
You dig everything of which I'm ashamed
-sen beni utadıran herşeyi seviyorsun
There's not anything to which you can't relate
-sana anlatamadığım bir şey yok ortada
And you're still here.
-ve sen ala buradasın.
I blame everyone else, not my own partaking
-herkesi suçlarım, benim kendi yemeğim değil
My passive-aggressiveness can be devastating
-
I'm terrified and mistrusting
-korkuncum ve güvenmiyorum
And you've never met anyone as,
-ve hiçkimseyle tanışmadın
As closed down as I am sometimes.
-benim bazı zamanlarda olduğum gibi kapalı biriyle.
You see everything, you see every part
-herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
You dig everything of which I'm ashamed
-sen beni utadıran herşeyi seviyorsun
There's not anything to which you can't relate
-sana anlatamadığım bir şey yok ortada
And you're still here...
-ve hala buradasın�
What I resist, persists, and speaks louder than I know
-ne karşı koyuyorum, inat ediyorum, ve bildiğimden yüksek sesle konuşuyorum
What I resist, you love, no matter how low or high I go
-ne karşı koyuyorum, seviyorsun, önemi yok nekadar yükseğe yada alçağa gittiğimin.
I'm the funniest woman that you've ever known
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en komik kadınım
I'm the dullest woman that you've ever known
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en soluk kadınım
I'm the most gorgeous woman that you've ever known
-ben, senin şimdiye kadar bildiğin en harikulade kadınım
And you've never met anyone
-ve hiçkimseyi tanımadın
Who is as everything as I am sometimes
-kim benim bazen herşey olduğumdur?
(You see everything, you see every part)
-(herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
And you're still here
-ve hala buradasın
(You dig everything of which I'm ashamed)
-(sen beni utadıran herşeyi seviyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
(There's not anything to which you can't relate)
-(sana anlatamadığım bir şey yok ortada)
And you're still here...
-ve hala buradasın�
(You see everything, you see every part)
-(herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
And you're still here
-ve hala buradasın
(You dig everything of which I'm ashamed)
-(sen beni utadıran herşeyi seviyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
(There's not anything to which you can't relate)
-(sana anlatamadığım bir şey yok ortada)
And you're still here...
-ve hala buradasın�
-ben görkemli birinin g*tdeliği olabilirim
I can withhold like it's going out of style
-stilin dışına gider gibi saklayabilirim
I can be the moodiest baby and you've never met anyone
-en kaprisli bebek olabilirim ve asla başkasıyla tanışmazsın
Who is as negative as I am sometimes
-kim benim bazı zamanlarda olduğum gibi negetiftir?
I am the wisest woman you've ever met.
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en akıllı kadınım
I am the kindest soul with whom you've connected.
-ben seninle baglantı kurmuş en sevecen ruhum.
I have the bravest heart that you've ever seen
-bende senin şimdiye kadar gördüğün en cesur kalp var
And you've never met anyone
-ve sen kimseyi tanımadın
Who's as positive as I am sometimes.
-kim benim bazı zamanalrda odluğum gibi pozitiftir?
You see everything, you see every part
-herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
You dig everything of which I'm ashamed
-sen beni utadıran herşeyi seviyorsun
There's not anything to which you can't relate
-sana anlatamadığım bir şey yok ortada
And you're still here.
-ve sen ala buradasın.
I blame everyone else, not my own partaking
-herkesi suçlarım, benim kendi yemeğim değil
My passive-aggressiveness can be devastating
-
I'm terrified and mistrusting
-korkuncum ve güvenmiyorum
And you've never met anyone as,
-ve hiçkimseyle tanışmadın
As closed down as I am sometimes.
-benim bazı zamanlarda olduğum gibi kapalı biriyle.
You see everything, you see every part
-herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
You dig everything of which I'm ashamed
-sen beni utadıran herşeyi seviyorsun
There's not anything to which you can't relate
-sana anlatamadığım bir şey yok ortada
And you're still here...
-ve hala buradasın�
What I resist, persists, and speaks louder than I know
-ne karşı koyuyorum, inat ediyorum, ve bildiğimden yüksek sesle konuşuyorum
What I resist, you love, no matter how low or high I go
-ne karşı koyuyorum, seviyorsun, önemi yok nekadar yükseğe yada alçağa gittiğimin.
I'm the funniest woman that you've ever known
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en komik kadınım
I'm the dullest woman that you've ever known
-ben senin şimdiye kadar tanıdığın en soluk kadınım
I'm the most gorgeous woman that you've ever known
-ben, senin şimdiye kadar bildiğin en harikulade kadınım
And you've never met anyone
-ve hiçkimseyi tanımadın
Who is as everything as I am sometimes
-kim benim bazen herşey olduğumdur?
(You see everything, you see every part)
-(herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
And you're still here
-ve hala buradasın
(You dig everything of which I'm ashamed)
-(sen beni utadıran herşeyi seviyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
(There's not anything to which you can't relate)
-(sana anlatamadığım bir şey yok ortada)
And you're still here...
-ve hala buradasın�
(You see everything, you see every part)
-(herşeyi görüyorsun, her parçayı görüyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
You see all my light and you love my dark
-bütün ışığımı görüyorsun ve karanlığımı seviyorsun
And you're still here
-ve hala buradasın
(You dig everything of which I'm ashamed)
-(sen beni utadıran herşeyi seviyorsun)
And you're still here
-ve hala buradasın
(There's not anything to which you can't relate)
-(sana anlatamadığım bir şey yok ortada)
And you're still here...
-ve hala buradasın�
[Alanis Morissette] > Crazy Turkce cevirisi sarki sozleri
In a church by the face
-yüzle bir klisede
He talks about the people going under
-insanların dibe inişi hakkında konuşur
Only child knows...
-sadece çocuk bilir�
A man decides after seventy years
-bir adam yetmiş yıldan sonra kararlaştırır
That what he goes there for, is to unlock the door,
-oraya ne diye gittiğini, kapıyı açmak için,
While those around him criticize and sleep...
-etrafında ksuur bulurken ve uçarken�
And through a fractal on a breaking wall,
-ve kırılan bir duvarın üstündeki çatlamadan,
I see you my friend and touch your face again,
-seni görüyorum arkadaşım ve yüzüne tekrar dokunuyorum,
Miracles will happen as we dream�
-mucizeler rüyalardaki gibi olacak�
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
Crazy yellow people walking through my head.
-çılgın sarı insanlar başımda yürürken
One of them's got a gun, shoot the other one.
-birisinin silahı var, diğerine ateş eder.
And yet together they were friends at school.
-oysaki onlar okulda arkadaşlardı.
Ohh, get it, get it, get it, no no no!
-ohh, al onu, al onu, al onu, hayır hayır hayır!
If I were there when we first took the pill,
-eğer ben ilk hapı yuttuğumda oradaysam
Then maybe, then maybe, then maybe, then maybe...
-sonra belki, sonra belki, sonra belki, sonra belki�
Miracles will happen as we speak.
-mucizeler konuştuğumuz gibi olacak�
[NAKARAT]
Crazy...
-çılgınlık�
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
In a sky full of people, only some want to fly.
-insanlarla dolu bir gökyüzünde sadece bazıları uçmak istiyor
Isn't that crazy?
-bu çılgınlık deil mi?
In a world full of people, only some want to fly.
-insanlarla dolu bir dünyada sadece bazıları uçmak istiyor bu çılgınlık değil mi?
Isn't that crazy?
-bu çılgınlık değil mi?
Crazy...
-çılgınlık�.
In a heaven of people there's only some want to fly.
-insnaların cennetinde sadece bazıları uçmak istiyor bu çılgınlık değil mi?
Ain't that crazy? Crazy, crazy... crazy...
-bu çılgınlık değil mi? Çılgınlık,çılgınlık�çılgınlık�
[NAKARAT]
No no, we'll never survive unless, we get a little bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
-yüzle bir klisede
He talks about the people going under
-insanların dibe inişi hakkında konuşur
Only child knows...
-sadece çocuk bilir�
A man decides after seventy years
-bir adam yetmiş yıldan sonra kararlaştırır
That what he goes there for, is to unlock the door,
-oraya ne diye gittiğini, kapıyı açmak için,
While those around him criticize and sleep...
-etrafında ksuur bulurken ve uçarken�
And through a fractal on a breaking wall,
-ve kırılan bir duvarın üstündeki çatlamadan,
I see you my friend and touch your face again,
-seni görüyorum arkadaşım ve yüzüne tekrar dokunuyorum,
Miracles will happen as we dream�
-mucizeler rüyalardaki gibi olacak�
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
Crazy yellow people walking through my head.
-çılgın sarı insanlar başımda yürürken
One of them's got a gun, shoot the other one.
-birisinin silahı var, diğerine ateş eder.
And yet together they were friends at school.
-oysaki onlar okulda arkadaşlardı.
Ohh, get it, get it, get it, no no no!
-ohh, al onu, al onu, al onu, hayır hayır hayır!
If I were there when we first took the pill,
-eğer ben ilk hapı yuttuğumda oradaysam
Then maybe, then maybe, then maybe, then maybe...
-sonra belki, sonra belki, sonra belki, sonra belki�
Miracles will happen as we speak.
-mucizeler konuştuğumuz gibi olacak�
[NAKARAT]
Crazy...
-çılgınlık�
No no, we'll never survive, unless we get a little...bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
In a sky full of people, only some want to fly.
-insanlarla dolu bir gökyüzünde sadece bazıları uçmak istiyor
Isn't that crazy?
-bu çılgınlık deil mi?
In a world full of people, only some want to fly.
-insanlarla dolu bir dünyada sadece bazıları uçmak istiyor bu çılgınlık değil mi?
Isn't that crazy?
-bu çılgınlık değil mi?
Crazy...
-çılgınlık�.
In a heaven of people there's only some want to fly.
-insnaların cennetinde sadece bazıları uçmak istiyor bu çılgınlık değil mi?
Ain't that crazy? Crazy, crazy... crazy...
-bu çılgınlık değil mi? Çılgınlık,çılgınlık�çılgınlık�
[NAKARAT]
No no, we'll never survive unless, we get a little bit...
-hayır hayır, asla hayatta kalamayacağızeğer biraz çıldırmamışsak
[Alanis Morissette] > Are You Still Mad Turkce cevirisi sarki sozleri
"Are You Still Mad ?"
are you still mad? I kicked you out of bed?
-hala deli misin? seni yatağın dışına tekmeledim
are you still mad? I gave you ultimatums?
-hala deli misin? Sana ültimatom verdim
are you still mad? I compared you to all
-hala deli misin? Seni herkesle kıyasladım
my forty year old male friends
-benim 40 yaşındaki erkek arkadaşım
are you still mad? I shared our problems
-hala deli misin? problemlerimizi paylaştım
with everybody?
-herkesle?
are you still mad? I had an emotional affair
-hala deli misin? duygusal bir meselam vardı
are you still mad? I tried to mold you into
-hala deli misin? ben sana şekil vermeyi denedim
who I wanted you to be?
-kim olmanı istedim?
are you still mad? I didn't trust your intentions
-hala deli misin? ben senin niyetlerine güvenmedim
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
are you still mad that I flirted wildly?
-sen hala vahşide flirt ettiğim deli misin?
are you still mad? I had a tendency to mother you?
-hala deli misin? benm sana annelik yapmam için bir eyilimim vardı
are you still mad? I had one foot out of the door
-hala deli misin? bir ayağım kapının dışında
are you still mad that we slept together even after
-sen hala berebar düzenli bir şekilde uyuduğum deli misin?
we had ended it
-bitirmiştik
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
are you still mad? I wore the pants most of the time?
-hala deli misin? ben çoğu zaman pantolon giydim
are you still mad that I seemed to focus
-sen hala odak noktası gördüğüm deli misin?
only on your potential
-sadece senin potansiyelinde
are you still mad that I threw in the towel?
-sen hala havluya attığım deli misin?
are you still mad that I gave up long before you did?
-sen hala benim yapmadan önce bıraktığım deli misin?
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
are you still mad? I kicked you out of bed?
-hala deli misin? seni yatağın dışına tekmeledim
are you still mad? I gave you ultimatums?
-hala deli misin? Sana ültimatom verdim
are you still mad? I compared you to all
-hala deli misin? Seni herkesle kıyasladım
my forty year old male friends
-benim 40 yaşındaki erkek arkadaşım
are you still mad? I shared our problems
-hala deli misin? problemlerimizi paylaştım
with everybody?
-herkesle?
are you still mad? I had an emotional affair
-hala deli misin? duygusal bir meselam vardı
are you still mad? I tried to mold you into
-hala deli misin? ben sana şekil vermeyi denedim
who I wanted you to be?
-kim olmanı istedim?
are you still mad? I didn't trust your intentions
-hala deli misin? ben senin niyetlerine güvenmedim
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
are you still mad that I flirted wildly?
-sen hala vahşide flirt ettiğim deli misin?
are you still mad? I had a tendency to mother you?
-hala deli misin? benm sana annelik yapmam için bir eyilimim vardı
are you still mad? I had one foot out of the door
-hala deli misin? bir ayağım kapının dışında
are you still mad that we slept together even after
-sen hala berebar düzenli bir şekilde uyuduğum deli misin?
we had ended it
-bitirmiştik
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
are you still mad? I wore the pants most of the time?
-hala deli misin? ben çoğu zaman pantolon giydim
are you still mad that I seemed to focus
-sen hala odak noktası gördüğüm deli misin?
only on your potential
-sadece senin potansiyelinde
are you still mad that I threw in the towel?
-sen hala havluya attığım deli misin?
are you still mad that I gave up long before you did?
-sen hala benim yapmadan önce bıraktığım deli misin?
of course you are
-tabiiki sen
of course you are
-tabiiki sen
[Alanis Morissette] > An Emotion Away Turkce cevirisi sarki sozleri
"An Emotion Away"
I had high expectations
-yüksek beklentilerim vardı
It's something I could not compromise
-uzlaşamadığım bazı şeyler
And when I saw you I wasn't ready
-ve seni gördüğümde hazır değildim
It completely took my heart by surprise
-beni hayrete düşürerek tamamen kalbimi aldı
Who...And when I think of the time I med you
-kim�ve benim seni karşıladığım zamanı düşündüğüm zaman
The situation looked harmless
-mevki zararsız görünüyordu
It wasn't long before I got confused enough
-uzun değildi ben yeteri kadar karışmadan önce
And soon I realized that your...
-ve biraz sonra anladım senin�
[NAKARAT]
Love is just an emotion away
-aşk sadece uzaklarda bir duygudur
I know it's gonna get to you
-onun seni alacağını biliyorum
Love will be only a moment away
-aşk sadece bir dakika uzakta olacak
A moment away you know it's true
-bir dakika uzakta doğru olduğunu biliyorsun
Lately the way I'm feeling
-son zamanlarda hissettiğim yol
It's something I could never have planned
-bazı şeyleri hiç planlamamıştım
I knew that one day I'd find a love thing
-birgün aşk nesnesini bulacağımı bildim
Now I'll never stop believing in chance
-şimdi asla şansa inanmayı kesmeyeceğim
I put my heart on a shelf forever
-şimdi kalbimi rafa kaldırdım
I never thought I would find you
-hiç beni bulacağını düşünmedim
I didn't know any better baby
-daha iyisini bilmedim bebeğim
But then I realized that your...
--ve biraz sonra anladım senin�
[NAKARAT]
I had high expectations
-yüksek beklentilerim vardı
It's something I could not compromise
-uzlaşamadığım bazı şeyler
And when I saw you I wasn't ready
-ve seni gördüğümde hazır değildim
It completely took my heart by surprise
-beni hayrete düşürerek tamamen kalbimi aldı
Who...And when I think of the time I med you
-kim�ve benim seni karşıladığım zamanı düşündüğüm zaman
The situation looked harmless
-mevki zararsız görünüyordu
It wasn't long before I got confused enough
-uzun değildi ben yeteri kadar karışmadan önce
And soon I realized that your...
-ve biraz sonra anladım senin�
[NAKARAT]
Love is just an emotion away
-aşk sadece uzaklarda bir duygudur
I know it's gonna get to you
-onun seni alacağını biliyorum
Love will be only a moment away
-aşk sadece bir dakika uzakta olacak
A moment away you know it's true
-bir dakika uzakta doğru olduğunu biliyorsun
Lately the way I'm feeling
-son zamanlarda hissettiğim yol
It's something I could never have planned
-bazı şeyleri hiç planlamamıştım
I knew that one day I'd find a love thing
-birgün aşk nesnesini bulacağımı bildim
Now I'll never stop believing in chance
-şimdi asla şansa inanmayı kesmeyeceğim
I put my heart on a shelf forever
-şimdi kalbimi rafa kaldırdım
I never thought I would find you
-hiç beni bulacağını düşünmedim
I didn't know any better baby
-daha iyisini bilmedim bebeğim
But then I realized that your...
--ve biraz sonra anladım senin�
[NAKARAT]
Alanis Morissette] > (Change Is) Never A Waste Of Time Turkce cevirisi sarki sozleri
"(Change Is) Never A Waste Of Time"
I know there's a reason you're forcing a smile
-biliyorum zorlayan tebessümün bir sebebi var
You hide what you're feeling and you have for a while
-neyi hissettiğini ve bir an boyunca neye sahip olduğunu saklıyorsun
I can tell that you're falling
-çöktüğünü söyleyebilirim
And you feel that you can't go on
-ve ileyemediğini hissediyorsun
But a new day is calling
-yeni bir gün çağırıyor
And you'll see that the feeling is gone
-ve uyuşmuş hislerini göreceksin
[NAKARAT]
You know you're not the only one
-tek olmadığını biliyorsun
Who has a lot to overcome
-kim fazla yenmek zorunda
And when the time has come then you move on
-sen gitikten sonraki zaman ne zaman geldi
'Cause you've been crying for too long
-çünkü çok uzun süredir ağlamaktasın
Sometimes life is so unkind
-bazen hayat çok zalim oluyor
But change is never a waste of time
-ama değişiklik asla bir zaman kaybı değil
I know how you're feeling, I've been there before
-nasıl hissettiğini biliyorum, ben daha önce oradaydım
The hurting is something much to strong to ignore
-acı görmemezlikten gelmek için çok güçlü
Don't be waiting for someone
-birileri için beklemem
Who can take all your fear away
-korkularını kim alabilir?
When there's no one to listen
-dinleyecek kimse olmadığında
That is when you should not be afraid
korkmaman gereken andır
[NAKARAT]
But change is never a waste... it's never a waste of time
-ama değişiklik asla bir kayıp�asla bir zaman kaybı değildir
I know there's a reason you're forcing a smile
-biliyorum zorlayan tebessümün bir sebebi var
You hide what you're feeling and you have for a while
-neyi hissettiğini ve bir an boyunca neye sahip olduğunu saklıyorsun
I can tell that you're falling
-çöktüğünü söyleyebilirim
And you feel that you can't go on
-ve ileyemediğini hissediyorsun
But a new day is calling
-yeni bir gün çağırıyor
And you'll see that the feeling is gone
-ve uyuşmuş hislerini göreceksin
[NAKARAT]
You know you're not the only one
-tek olmadığını biliyorsun
Who has a lot to overcome
-kim fazla yenmek zorunda
And when the time has come then you move on
-sen gitikten sonraki zaman ne zaman geldi
'Cause you've been crying for too long
-çünkü çok uzun süredir ağlamaktasın
Sometimes life is so unkind
-bazen hayat çok zalim oluyor
But change is never a waste of time
-ama değişiklik asla bir zaman kaybı değil
I know how you're feeling, I've been there before
-nasıl hissettiğini biliyorum, ben daha önce oradaydım
The hurting is something much to strong to ignore
-acı görmemezlikten gelmek için çok güçlü
Don't be waiting for someone
-birileri için beklemem
Who can take all your fear away
-korkularını kim alabilir?
When there's no one to listen
-dinleyecek kimse olmadığında
That is when you should not be afraid
korkmaman gereken andır
[NAKARAT]
But change is never a waste... it's never a waste of time
-ama değişiklik asla bir kayıp�asla bir zaman kaybı değildir
11 Aralık 2008 Perşembe
[Akon] > Sory, Blame It On Me Turkce cevirisi sarki sozleri
As life goes on I'm starting to learn more and more about responsibility
-Hayat devam ettikçe sorumluluğumu daha iyi öğrenmeye başlıyorum
And I realize that everything I do is affecting the people around me
-Ve anlıyorum ki yaptığım her şey çevremdeki insanları etkiliyor
So I want to take this time out to apologize for things that
-Ve artık şunlar için özür dilemenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum
I've done and things that haven't occurred yet
-Yaptıklarım ve henüz gerçekleşmeyenler için
and things that they don't want to take responsibility for
-Ve sorumluluklarını almadıklarım için
I'm sorry for the times that I left you home
-Seni evde bıraktığım için özür dilerim
I was on the road and you were alone
-Ben yoldaydım ve sen yalnızdın
I'm sorry for the times that I had to go
-Gitmek zorunda olduğum zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the fact that I did not know
-Bilmediğim gerçekler için özür dilerim
That you were sitting home just wishing we
-Beni özleyerek evde oturuyordun sen
Could go back to when it was just you and me
-Yalnızca sen ve ben iken geriye dönebilirdik
I'm sorry for the times I would neglect
-Ihmal ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the times I disrespect
-Saygısızlık ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the wrong things that I've done
-Yaptığım hatalar için özür dilerim
I'm sorry I'm not always there for my sons
-Üzgünüm yalnızca oğullarım için orada değildim
I'm sorry for the fact that I'm not aware
-Farkında olmadığım şu gerçek için özür dilerim
That you can't sleep at night when I am not there
-Ben yanında yokken geceleri sen uyuyamıyordun
Because I'm in the streets like everyday
-Çünkü her günkü gibi sokaklardayım
I'm sorry for the things that I did not say
-Söylemediğim şeyler için özür dilerim
Like how you are the best thing in my world
-Örneğin senin dünyamdaki en güzel varlık olduğun
And how I'm so proud to call you my girl
-Ve seni bitanem olarak çağırmaktan o kadar gururluyum ki
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry for the things that he put you through
-Yaşadıkların için özür dilerim
And all the times you didn't know what to do
-Ve ne yapacağını bilemediğin zamanlar için özür dilerim
I'm sorry that you had to go and sell those bags
-Gitmek ve o çantaları satmak zorunda kaldığın için özür dilerim
Just trying to stay busy until you heard from dad
-Babamdan haber alıncaya kadar meşgul olmaya çalışırken
When you would rather be home with all your kids
-Bütün çocuklarınla birlikte evde olmayı tercih ettiğinde
As one big family with love and bliss
-Sevgi ve mutlulukla birlikte büyük bir aile olarak
And even though pops treated us like kings
-Ve hatta babalar bile bize kral gibi davrandılar
He got a second wife and you didn't agree
-Ikinci bir eş aldı ve sen buna razı gelmedin
He got up and left you there all alone
-O kalktı ve seni orada yapayalnız bıraktı
I'm sorry that you had to do it on your own
-Tek başına yapmak zorunda kaldığın için özür dilerim
I'm sorry that I went and added to your grief
-Gittiğim ve seni kederde bıraktığım için özür dilerim
I'm sorry that your son was once a thief
-Oğlun bir zamanlar hırsız olduğu için özür dilerim
I'm sorry that I grew up way too fast
-Yolu bu kadar çabuk geçtiğim için üzgünüm
I wish I would've listened and not been so bad
-Keşke birbirimizi dinleseydik ve bu kadar kötü olmasaydık
I'm sorry that your life turned out this way
-Hayatın bu şekilde olduğu için özür dilerim
I'm sorry that the feds came and took me away
-Sıkıntılar geri geldi ve beni uzaklara götürdü özür dilerim
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry that it took so long to see
-Görmek çok zaman aldı üzgünüm
But they were dead wrong trying to put it on me
-Fakat hatalı bir şeklide benim üzerime yıkmaya çalışıyorlardı
I'm sorry that it took so long to speak
-Üzgünüm konuşmak çok zaman aldı
But I was on tour with Gwen Stefan
-Fakat ben Gwen Stefan ile gezideydim
I'm sorry for the hand that she was dealt
-Ilgi gören el için özür dilerim
And for the embarrassment that she felt
-Ve hissettiği utanç için
She's just a little young girl trying to have fun
-O sadece eğlenmek isteyen genç bir kız
But daddy should've never let her out that young
-Ama babası onu asla genç yaşta bırakmayacak
I'm sorry for Club Zen getting shut down
-Clup Zen kapandığı için çok üzgünüm
I hope they manage better next time around
Umarım bi dahaki sefere daha iyi yönetirler
How was I to know she was underage
-Onun reşit olmadığını nereden bilebilirdim
In a 21 and older club they say
-21 yaş ve üstü diyordu kulüp
Why doesn't anybody want to take blame
-Neden kimse suçu üzerine almıyor
Verizon backed out disgracing my name
-Verizon benim adımı unutup sözünden döndü
I'm just a singer trying to entertain
-Ben sadece eğlenmek isteyen bir şarkıcıyım
Because I love my fans I'll take that blame
-Çünkü ben hayranlarımı seviyorum ve suçu üstleneceğim
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
I'll take that blame from you
-Suçu senden alacağım
-Hayat devam ettikçe sorumluluğumu daha iyi öğrenmeye başlıyorum
And I realize that everything I do is affecting the people around me
-Ve anlıyorum ki yaptığım her şey çevremdeki insanları etkiliyor
So I want to take this time out to apologize for things that
-Ve artık şunlar için özür dilemenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum
I've done and things that haven't occurred yet
-Yaptıklarım ve henüz gerçekleşmeyenler için
and things that they don't want to take responsibility for
-Ve sorumluluklarını almadıklarım için
I'm sorry for the times that I left you home
-Seni evde bıraktığım için özür dilerim
I was on the road and you were alone
-Ben yoldaydım ve sen yalnızdın
I'm sorry for the times that I had to go
-Gitmek zorunda olduğum zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the fact that I did not know
-Bilmediğim gerçekler için özür dilerim
That you were sitting home just wishing we
-Beni özleyerek evde oturuyordun sen
Could go back to when it was just you and me
-Yalnızca sen ve ben iken geriye dönebilirdik
I'm sorry for the times I would neglect
-Ihmal ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the times I disrespect
-Saygısızlık ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the wrong things that I've done
-Yaptığım hatalar için özür dilerim
I'm sorry I'm not always there for my sons
-Üzgünüm yalnızca oğullarım için orada değildim
I'm sorry for the fact that I'm not aware
-Farkında olmadığım şu gerçek için özür dilerim
That you can't sleep at night when I am not there
-Ben yanında yokken geceleri sen uyuyamıyordun
Because I'm in the streets like everyday
-Çünkü her günkü gibi sokaklardayım
I'm sorry for the things that I did not say
-Söylemediğim şeyler için özür dilerim
Like how you are the best thing in my world
-Örneğin senin dünyamdaki en güzel varlık olduğun
And how I'm so proud to call you my girl
-Ve seni bitanem olarak çağırmaktan o kadar gururluyum ki
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry for the things that he put you through
-Yaşadıkların için özür dilerim
And all the times you didn't know what to do
-Ve ne yapacağını bilemediğin zamanlar için özür dilerim
I'm sorry that you had to go and sell those bags
-Gitmek ve o çantaları satmak zorunda kaldığın için özür dilerim
Just trying to stay busy until you heard from dad
-Babamdan haber alıncaya kadar meşgul olmaya çalışırken
When you would rather be home with all your kids
-Bütün çocuklarınla birlikte evde olmayı tercih ettiğinde
As one big family with love and bliss
-Sevgi ve mutlulukla birlikte büyük bir aile olarak
And even though pops treated us like kings
-Ve hatta babalar bile bize kral gibi davrandılar
He got a second wife and you didn't agree
-Ikinci bir eş aldı ve sen buna razı gelmedin
He got up and left you there all alone
-O kalktı ve seni orada yapayalnız bıraktı
I'm sorry that you had to do it on your own
-Tek başına yapmak zorunda kaldığın için özür dilerim
I'm sorry that I went and added to your grief
-Gittiğim ve seni kederde bıraktığım için özür dilerim
I'm sorry that your son was once a thief
-Oğlun bir zamanlar hırsız olduğu için özür dilerim
I'm sorry that I grew up way too fast
-Yolu bu kadar çabuk geçtiğim için üzgünüm
I wish I would've listened and not been so bad
-Keşke birbirimizi dinleseydik ve bu kadar kötü olmasaydık
I'm sorry that your life turned out this way
-Hayatın bu şekilde olduğu için özür dilerim
I'm sorry that the feds came and took me away
-Sıkıntılar geri geldi ve beni uzaklara götürdü özür dilerim
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry that it took so long to see
-Görmek çok zaman aldı üzgünüm
But they were dead wrong trying to put it on me
-Fakat hatalı bir şeklide benim üzerime yıkmaya çalışıyorlardı
I'm sorry that it took so long to speak
-Üzgünüm konuşmak çok zaman aldı
But I was on tour with Gwen Stefan
-Fakat ben Gwen Stefan ile gezideydim
I'm sorry for the hand that she was dealt
-Ilgi gören el için özür dilerim
And for the embarrassment that she felt
-Ve hissettiği utanç için
She's just a little young girl trying to have fun
-O sadece eğlenmek isteyen genç bir kız
But daddy should've never let her out that young
-Ama babası onu asla genç yaşta bırakmayacak
I'm sorry for Club Zen getting shut down
-Clup Zen kapandığı için çok üzgünüm
I hope they manage better next time around
Umarım bi dahaki sefere daha iyi yönetirler
How was I to know she was underage
-Onun reşit olmadığını nereden bilebilirdim
In a 21 and older club they say
-21 yaş ve üstü diyordu kulüp
Why doesn't anybody want to take blame
-Neden kimse suçu üzerine almıyor
Verizon backed out disgracing my name
-Verizon benim adımı unutup sözünden döndü
I'm just a singer trying to entertain
-Ben sadece eğlenmek isteyen bir şarkıcıyım
Because I love my fans I'll take that blame
-Çünkü ben hayranlarımı seviyorum ve suçu üstleneceğim
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
I'll take that blame from you
-Suçu senden alacağım
[Akon] > Smack That Turkce cevirisi sarki sozleri
"Smack That"
(feat. Eminem)
Shady
Convict
Upfront
Akon
Slim Shady
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
[Chorus (2X):]
Smack that all on the floor
eroin al hepsi yerde
Smack that give me some more
eroin al bana biraz daha ver
Smack that 'till you get sore
eroin al yaralanana kadar!
Smack that oh-oooh!
eroin oh-ohh
Upfront style ready to attack now
belirgin stilimiz atağa hazır
Pull in the parking lot slow with the lac down
park alanına lakla yavaşça zarar ver
Convicts got the whole thing packed now
suçlular paketlenenlere sahipler
Step in the club now and wardrobe intact now!
klübe atla ve gardırop bozulmamış henüz
I feel it down and cracked now (ooh)
onu hissettim ve şimdi düzelttim
I see it dull and backed now
kafayı çekmiş halde gördüm ve destek oldum
I'm gonna call her, than I pull the smack down
o kızı arayacağım,sonra uyuşturucu çekeceğim
Money no problem, pocket full of that now!
para önemli değil,cebim parayla dolu şu an!
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
(feat. Eminem)
Shady
Convict
Upfront
Akon
Slim Shady
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
[Chorus (2X):]
Smack that all on the floor
eroin al hepsi yerde
Smack that give me some more
eroin al bana biraz daha ver
Smack that 'till you get sore
eroin al yaralanana kadar!
Smack that oh-oooh!
eroin oh-ohh
Upfront style ready to attack now
belirgin stilimiz atağa hazır
Pull in the parking lot slow with the lac down
park alanına lakla yavaşça zarar ver
Convicts got the whole thing packed now
suçlular paketlenenlere sahipler
Step in the club now and wardrobe intact now!
klübe atla ve gardırop bozulmamış henüz
I feel it down and cracked now (ooh)
onu hissettim ve şimdi düzelttim
I see it dull and backed now
kafayı çekmiş halde gördüm ve destek oldum
I'm gonna call her, than I pull the smack down
o kızı arayacağım,sonra uyuşturucu çekeceğim
Money no problem, pocket full of that now!
para önemli değil,cebim parayla dolu şu an!
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
I see the one, because she be that lady! Hey!
ben tek kişiyi görüyorum,çünkü o, o kadın!
I feel you creeping, I can see it from my shadow
süründüğünü hissedebiliyorum, kendi gölgemden görebiliyorum
Wanna jump up in my Lamborghini Gallardo
benim lamborghinimde(araba markası) zıplamak ister misin
Maybe go to my place and just kick it like TaeBo
belki benim mekanıma gideriz ve Taebo(bir tür egzersiz hareketleri)'daki gibi tekmeleriz
And possibly bend you over look back and watch me
ve muhtemelen seni eğip,arkana bak ve beni izle
[Akon] > Lonely Turkce cevirisi sarki sozleri
Lonely im so lonely
Yalnızım, çok yalnızım
I have nobody, to call my owwnnn
Benim diyebileceğim kimsem yok
Im so lonely, im mr. Lonely
Çok yalnızım, ben Bay Yalnızım
I have nobody, to call my owwnnn
Benim diyebileceğim kimsem yok
Im so lonely,
Çok yalnızım
Yo this one here goes out to all my playas out there
Bu söyleyeceklerim bütün o zamparalar için
ya kno that got that one good girl whose always been there like ya kno
hep yanımda olan o iyi kıza sahiptim bilirsiniz
took all the bullshit then one day she cant take it no more and decides to leave
tüm bu saçmalıklara tolerans gösteren ama bir gün daha fazla dayanamadı ve gitmeye karar verdi
I woke up in the middle of the night and I noticed my girl wasn't by my side
Gecenin köründe uyandım ve kadınımın yanıbaşımda olmadığını fark ettim
Coulda sworn I was dreamin, for her I was feenin
Rüya gördüğüme yemin edebilirdim, onun için yanıp tutuşuyordum
So I hadda take a little ride, back tracking ova these few years
Bu yüzden geçmişe doğru küçük bir yolculuğa çıktım
Tryna figure out wat I do to make it go bad
Bunun kötü gitmesine neden olacak ne yaptığımı bulmaya çalışarak
Cuz Ever since my girl left me, my whole left life came crashin
Çünkü kadınım beni terk ettiğinden beri, tüm hayatım yerlebir oldu
Nakarat: x2
[ Im so lonely (so lonely)
Çok yalnızım (çok yalnız)
Im mr. Lonely (mr. Lonely)
Ben Bay Yalnızım (Bay Yalnız)
I have nobody (I have nobody)
To call my own (to call my own) girl
Benim kadınım diyebileceğim kimsem yok ]
Cant belive I hadda girl like you and I just let you walk right outta my life
Seni gibi bir kıza sahip olup da sonra hayatımdan çıkıp gitmene izin verdiğime inanamıyorum
After all I put u thru
Sana çektirdiğim onca şeyden sonra
U still stuck around and stayed by my side,
Sen terk etmedin ve yanımda kaldın
What really hurt me is I broke ur heart
Beni asıl inciten kalbini kırmış olmak
Baby you were a good girl and I had no right,
Bebeğim sen iyi bir kızdın ve benim hiçbir şeye hakkım yok
I Really wanna make things right, cuz without u in my life girl
Gerçekten işleri düzeltmek istiyorum, çünkü hayatımda sen olmadan kızım
Nakarat
Been all about the world ain't neva met a girl that can take the things that you been through
Tüm dünyayı dolaştım ama senin katlandıklarına katlanabilecek başka bir kız tanımadım
Never thought the day would come where you would get up and run and I would be out chasing u
Senin kalkıp gideceğin ve benim seni kovalayacağım günün geleceğini hiç düşünmedim
Cuz aint nowhere in the globe id rather be
Çünkü bu dünyada başka hiçbir yerde olmak istemezdim
Aint noone in the globe id rather see
Bu dünyada kimseyi görmek istemezdim
Than the girl of my dreams that made me Be so happy
Beni çok mutlu kılan hayallerimin kadınından başka
But now so lonely
Ama şimdi çok yalnızım
Nakarat
Never thought that i'd be alone
Hiç yalnız kalacağımı düşünmemiştim
I didnt hope you'd be gone this long
Bu kadar uzun süre dönmeyeceğini ummamıştım
I jus want u to come home, so stop playing girl and
Sadece eve gelmeni istiyorum, bu yüzden oyunu bırak ve
Come on home (come on home), baby girl I didn't mean to shout
Eve gel (eve gel), bebeğim sana bağırmak istemedim
I want me and you to work it out
İkimizin bunu yürütmesini istiyorum
I never wished Id ever Hurt my baby, and its drivin me crazy cuz...
Asla bebeğimi incitmeyi istememiştim, ve şimdi bu beni deli ediyor çünkü...
Nakarat
Yalnızım, çok yalnızım
I have nobody, to call my owwnnn
Benim diyebileceğim kimsem yok
Im so lonely, im mr. Lonely
Çok yalnızım, ben Bay Yalnızım
I have nobody, to call my owwnnn
Benim diyebileceğim kimsem yok
Im so lonely,
Çok yalnızım
Yo this one here goes out to all my playas out there
Bu söyleyeceklerim bütün o zamparalar için
ya kno that got that one good girl whose always been there like ya kno
hep yanımda olan o iyi kıza sahiptim bilirsiniz
took all the bullshit then one day she cant take it no more and decides to leave
tüm bu saçmalıklara tolerans gösteren ama bir gün daha fazla dayanamadı ve gitmeye karar verdi
I woke up in the middle of the night and I noticed my girl wasn't by my side
Gecenin köründe uyandım ve kadınımın yanıbaşımda olmadığını fark ettim
Coulda sworn I was dreamin, for her I was feenin
Rüya gördüğüme yemin edebilirdim, onun için yanıp tutuşuyordum
So I hadda take a little ride, back tracking ova these few years
Bu yüzden geçmişe doğru küçük bir yolculuğa çıktım
Tryna figure out wat I do to make it go bad
Bunun kötü gitmesine neden olacak ne yaptığımı bulmaya çalışarak
Cuz Ever since my girl left me, my whole left life came crashin
Çünkü kadınım beni terk ettiğinden beri, tüm hayatım yerlebir oldu
Nakarat: x2
[ Im so lonely (so lonely)
Çok yalnızım (çok yalnız)
Im mr. Lonely (mr. Lonely)
Ben Bay Yalnızım (Bay Yalnız)
I have nobody (I have nobody)
To call my own (to call my own) girl
Benim kadınım diyebileceğim kimsem yok ]
Cant belive I hadda girl like you and I just let you walk right outta my life
Seni gibi bir kıza sahip olup da sonra hayatımdan çıkıp gitmene izin verdiğime inanamıyorum
After all I put u thru
Sana çektirdiğim onca şeyden sonra
U still stuck around and stayed by my side,
Sen terk etmedin ve yanımda kaldın
What really hurt me is I broke ur heart
Beni asıl inciten kalbini kırmış olmak
Baby you were a good girl and I had no right,
Bebeğim sen iyi bir kızdın ve benim hiçbir şeye hakkım yok
I Really wanna make things right, cuz without u in my life girl
Gerçekten işleri düzeltmek istiyorum, çünkü hayatımda sen olmadan kızım
Nakarat
Been all about the world ain't neva met a girl that can take the things that you been through
Tüm dünyayı dolaştım ama senin katlandıklarına katlanabilecek başka bir kız tanımadım
Never thought the day would come where you would get up and run and I would be out chasing u
Senin kalkıp gideceğin ve benim seni kovalayacağım günün geleceğini hiç düşünmedim
Cuz aint nowhere in the globe id rather be
Çünkü bu dünyada başka hiçbir yerde olmak istemezdim
Aint noone in the globe id rather see
Bu dünyada kimseyi görmek istemezdim
Than the girl of my dreams that made me Be so happy
Beni çok mutlu kılan hayallerimin kadınından başka
But now so lonely
Ama şimdi çok yalnızım
Nakarat
Never thought that i'd be alone
Hiç yalnız kalacağımı düşünmemiştim
I didnt hope you'd be gone this long
Bu kadar uzun süre dönmeyeceğini ummamıştım
I jus want u to come home, so stop playing girl and
Sadece eve gelmeni istiyorum, bu yüzden oyunu bırak ve
Come on home (come on home), baby girl I didn't mean to shout
Eve gel (eve gel), bebeğim sana bağırmak istemedim
I want me and you to work it out
İkimizin bunu yürütmesini istiyorum
I never wished Id ever Hurt my baby, and its drivin me crazy cuz...
Asla bebeğimi incitmeyi istememiştim, ve şimdi bu beni deli ediyor çünkü...
Nakarat
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)